Ankara’nın çiftliklerle değişimi

Atatürk’ün 1925’te başlattığı tarım hamlesi, AOÇ ve diğer çiftliklerle Ankara’nın kaderini değiştirdi. Modern üretim, doğrudan satış ve sanayi yatırımlarıyla kentin iaşesini çözen bu tesisler, Türkiye tarımına yön veren örnek kurumlar oldu.

Yazar Hakkında

+ Yazarın diğer yazıları

Ankara’da kurulan ve bu yıl kuruluşunun 100. yılını kutladığımız çiftlikler, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) adıyle 1950 yılında tescillenmiştir. Kurulduğu günden itibaren farklı adlar kullanılmış, Mustafa Kemal Paşa’yı çağrıştıracak şekilde önce Gazi adı yaygın kullanılmış, zaman içinde Atatürk adı yakıştırılmıştır. Ankara Çiftlikleri, Orman Çiftliği, Atatürk Çiftlikleri ve Gazi Orman Çiftliği olarak bilinegelen çiftliklerin kurulduğu günden bu yana, sadece kurucusu ve kurulduğu yer değişmemiştir. 

Çiftlik arazilerinin mülkiyeti parası Mustafa Kemal Paşa tarafından ödenerek ya doğrudan sahiplerinden ya da Emvali Metruke’den alınmıştır. Çiftliğin sorumluluğu noter aracılığı ile Ziraat mühendisi Tahsin [Coşkan] Bey’e verilerek Orman Çiftliği ve Mülhakatı Müdüriyeti kurulmuştur. Çiftlik çalışanları, Tahsin Bey’in başında bulunduğu bu müdüriyette istihdam edilmiştir. Çiftlik arazisinde ilk tarım faaliyeti, 5 Mayıs 1925 günü, demiryolunun 5. kilometresinde Yassı Dere denilen yerde üç çadır kurularak başlamıştır. İlk yıl büyük bir alana hububat ekilmiş, ilerleyen yıllarda hububat ekilen alan azaltılmış ve ürünler çeşitlendirilmiştir. Koyun, tiftik keçisi, inek, manda, at, kümes hayvanları ve arı yetiştirilmiş ve bu hayvanların ürünleri atölye ölçeğinde üretilerek Ankaralılara satılmaya başlamıştır.  

1929 krizi olarak bilinen Büyük Buhran sonrasında işlenmemiş tarım ürünlerinin fiyatlarında görülen düşüş, çiftlik ürünlerinin satışını da etkilediği için; çiftliğin ürün satış politikası köklü bir değişikliğe uğramıştır. Kriz sonrası çiftlik ürünleri, aracısız ve işlemden geçirilerek satılmaya başlanmıştır. Kısa süre içinde, şehir merkezinde doğrudan satış yapılabilecek tanzim satış mağazaları açılmıştır. Ankara’da belediyenin teşvikiyle açılan tanzim satış dükkanları Yenişehir, Hacıbayram ve Samanpazarı’ndadır. İstanbul’da ise Yalova’daki Millet ve Baltacı çiftlikleri kurulduktan sonra Kadıköy ve Beyoğlu’nda olmak üzere toplam 5 adet satış mağazasına ulaşılmıştır. Çiftlik, piyasalara kısa süre içinde yüksek üretim oranları ile katılmış ve aracıları ortadan kaldırılarak, tüketiciye doğrudan satışa başlanmıştır. Bu şekilde çiftlikte yetişen ürünler de ilk defa tek bir dükkandan satılmaya başlanmıştır.

İlk kuruluş amacı olarak köylülere örnek olmasının yanında, artık kitlesel üretim yapan ve ürettiğiyle Ankara’nın iaşe sorununu çözen modern bir kurum olmuştur. Bunu gereklerini yerine getirmek için çiftlikteki atölye ve imalathaneler geliştirilerek Ankara’da faaliyet gösteren modern gıda sanayiine dönüşmüştür. Pastörize süt, yoğurt, tereyağı, peynir, şarap, gazoz, üzüm suyu, bira, malt gibi maddelerin üretimine ağırlık verilmeye başlanmış; yetiştirilen hububatın az bir kısmı piyasaya çıkarılmış, önemli bir kısmı çiftlik bünyesinde hayvan gıdası olarak kullanılmış ya da arpa gibi bira sanayisinin hammaddesi olmuştur. Çiftlik, modern bir ziraat endüstrisi olma yolunda çevresindeki güvenilir çiftliklerden alınan ürünlerle üretimini takviye etmiştir. Bu nedenle işlenmiş gıda satışında kullandığı hammadde, çiftliğin kapasitesinden daha fazla olmuştur. 

Çiftlik’teki sanayi yatırımları arasında en çok öne çıkan, 1932 yılında kurulmasına karar verilen bira fabrikası olmuştur. Ülkedeki bira üretim tekeli İstanbul’daki Bomonti’de olmasına rağmen, daha ağır şartlarla alınacak ruhsatla yine de kar edilebildiği görülmüştür. Biranın hammaddesi arpa ve şerbetçiotu için çiftlik çevresindeki köylerde arpa ve şerbetçiotu yetiştirilmesini desteklenmiştir. Fabrikada kullanılan arpalardan çıkan küspeler, hayvan yemi olarak kullanılmıştır. Çiftlik’teki sular ilk fabrikanın ihtiyacını karşılamış olsa da, kısa süre sonra açılan ikinci bira fabrikası için, çiftlikten 15 km uzakta Kırkgöz mevkiinden getirilen su kullanılmaya başlanmıştır. Ankara Birası olarak Ankaralıların ve tüm ülkenin hafızasından silinemeyen bu biraya asıl lezzetini Alacaatlı ve Kızılcaşar köyleri arasında 1100 metre yükseklikteki Kırkgöz Tepesinin Çakırlar Tepesi tarafındaki eteklerinden çıkan bu su vermiştir. Fabrikalar bira fabrikası olarak adlandırılsa da, biranın yanında malt, bira, buz, soda, gazoz ve dondurma da üretilmiştir.

Çiftlikler Ankaranın iaşesi için Ankara sınırları içinde önemli adımlar atarken, Ankara dışında da genişlemeye devam etmiştir. Arazilerinin parası Mustafa Kemal Paşa tarafından ödenerek satın alınan, Türkiye’nin farklı yerlerinde bulundukları yörenin dokusuna uygun olarak belli alanlarda uzmanlaşmış yeni çiftlikler kurulmuştur. Yalova’daki Baltacı ve Millet çiftlikleri zirai sanatlar ve meyva, Silifke’deki Tekir Çiftliği peynir ve çeltik, Tarsus’taki Piloğlu Çiftliği pamuk ve çeltik, Dörtyol’daki çiftliklerden biri pamuk, çeltik, hububat öteki portakal, mandalina, muz vs. narenciye yetiştirilmiştir. Bu çiftliklerde tarım ve hayvancılık faaliyetleri sürdürülürken, Yalova’da yoğurt imalathanesi ve modern süt fabrikası ile Mersin’de peynir imalathanesi kurulmuştur.

Çiftlik arazilerinin edinilmesinde ve yapılan faaliyetlerde, devletin imkanları kullanılmamıştır. İlerleyen yıllarda Mustafa Kemal Paşa, çiftlikleri ve çiftlik çevresindeki üretim alanlarını devlete bağışlamaya karar vermiştir. 11 Haziran 1937’de Başvekalete yazdığı yazıda; tasarrufunda bulunan bütün çiftlikleri, üzerindeki fabrika ve imalathaneler ile canlı hayvan varlığını Hazine’ye bağışladığını bildirmiştir. Çiftlik arazilerinin tapularının devri noter huzurunda yapılmıştır. Hazine’ye bağışlandığında, Ankara’da başlayan tarım faaliyetinin Ankara dışına taşarak Yalova, Silifke, Hatay ve Tarsus gibi farklı yerlere de dağıldığı ve önemli bir kuruma dönüştüğü görülmüştür.

Atatürk’ün 1937 yılında Başvekalete yazdığı, çiftlikleri Devlete bağışlama isteğini belirten mektupta:“13 sene devam eden çetin çalışmaları esnasında, bu iklimde yetişen her çeşit ürün ve ziraat sanatıyla ilgilenen müesseseler, ilk senelerden itibaren bütün kazancını çiftliğin gelişmesine aktarmış, büyük küçük türlü türlü fabrika ve imalathaneler kurulmuş, bütün ziraat makine ve aletleri yerinde kullanılarak, tamirleri yapılabilmiş, yerli ve yabancı hayvan ırklarından bölgeye en uygunu seçilerek yetiştirilmiş, kooperatif şekliyle civar köylerle de işbirliğine gidilmiştir. Çiftliğin yerine göre arazi ıslah edilmiştir.” demiştir. 

Sınırları Ankara dışına taşan çiftliklerde yapılan tarımın ve kurulan fabrikaların Türkiye tarımında önemli değişimlerin öncüsü olduğu görülmektedir. Milli Mücadelenin yönetildiği, Meclis’in kurulduğu ve devletin merkezi olarak seçilen Ankara’nın işaesinde önemli bir üstlenmiştir. Tarım ürünlerini işleyerek, Ankara’daki modern gıda sanayisinin öncüsü olmuştur. Türkiye’nin modern anlamda ilk pastörize süt ve süt ürünleri fabrikası Çiftlik bünyesinde kurulmuş, en son teknolojiyle üretilen süt ve süt ürünleri, Ankara halkının hizmetine hiylesiz ve nefis gıda maddeleri olarak sunulmuştur. Dünyanın her yerinde bir halk içkisi olan birayı milli bir halk içkisi haline getirme işini Çiftlik’te kurulan bira fabrikaları sağlamıştır. Tarım kredi kooperatiflerinin ilki olan Tekir Kooperatifi, merkezi Tekir Çiftiği olan 9 köyü kapsayan bir alanda kurulmuş ve 1 numaralı ortağı Mustafa Kemal Paşa olmuştur.  

Çiftliklerin Hazine’ye bağışlanmasından sonra, nasıl yönetileceğine dair uzun tartışmalar yapılmış, çözüm olarak önce Ziraat Vekaleti’ne bağlı bir kurum oluşturulmuştur. Daha sonra 1949 yılında Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğü kurulmuş, bir yıl içinde yeni bir yasa hazırlanarak çiftlikler, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü adını almıştır. 

  • 89.537
  • 68
Ücretsiz E-Bülten Abonesi Olun

Yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir