Kentte insanca ilişkilerin kademeli birlikteliği

Modern kentleşmenin unuttuğu mahalle ölçeğine odaklanan “Kente Mahalleden Bakmak”, Ayrancı örneği üzerinden kent hafızasını, toplumsal ilişkileri ve kamusal yaşamı yeniden düşünmeye çağırıyor. Kitap, yerelin bilgeliğiyle kente dair yeni bir bakış sunuyor.

Yazar Hakkında

+ Yazarın diğer yazıları

Prof. Dr., Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi
Ankara Kent Konseyi Başkan Yardımcısı

Akademik dünyanın gözlüğüyle baktığımızda kent çalışmalarının, uzun süredir makro ölçekteki yapısal dönüşümleri, planlama pratiklerini, ekonomik ilişkileri ve yönetim modellerini merkeze alarak şekillendiğini görüyoruz. Bu perspektif, elbette kentlerin büyüme dinamiklerini ve yönetişim mekanizmalarını anlamak açısından oldukça önemlidir. Ancak bu bakış, çoğu zaman kenti var eden en temel dokuyu, yani mahalleyi/semti ve onun gündelik yaşam içindeki karşılıklarını arka plana itebiliyor. Oysa kentin mikro birimleri, kentin yalnızca fiziksel bir bileşeni değil; aynı zamanda toplumsal ilişkilerin, yerel kültürlerin, ortak hafızanın ve dayanışma biçimlerinin beslendiği bir mekânı ifade ediyor. Bu bağlamda, “Kente Mahalleden Bakmak” başlıklı bu derleme, tam da uzun süredir ihmal edilen bu mikro ölçeği merkeze alarak, hem kavramsal hem de deneyimsel bir sorgulamaya imkân tanıyor.

Ayrancım Derneği’nin öncülüğünde, Derneğe emek harcayan kent ve semt sakinlerinin çabalarıyla hazırlanan bu kitap, Ankara’nın özgün semtlerinden biri olan Ayrancı üzerinden mahalle kavramını yeniden düşünmeye davet ediyor. Farklı disiplinlerden gelen yazarların katkısıyla şekillenen bu kolektif çalışma, mahalleye yalnızca bir yerleşim birimi olarak değil, aynı zamanda bir kamusallık alanı, bir toplumsal pratikler sahnesi ve bir hafıza mekanı olarak yaklaşmakta. Kitapta yer alan yazılar, Ayrancı semtine odaklansa da, ele alınan temalar bakımından Türkiye’deki pek çok kent ve semte uygulanabilir gözlemler ve kavramsal çerçeveler sunuyor. Bu açından bu derlemeyi farklı yerleşimlere uygulanabilecek bir büyüteç gibi görmek de mümkün. Derneğin daha önce farklı mecralarda ve özellikle de Gazetesinde yer alan metinleri belli bir süzgeçten geçirerek ve olgunlaştırarak kitaplaşma yoluna sokması, bu alandaki verimleri sürekli olarak kent sakinlerinin dikkatine sunmak için arayış içinde olması da takdire şayan. 

Modern kentleşme süreci, bireyler arası ilişkileri giderek daha fazla biçimselleştirirken, mahalle ölçeği bu soyutlaşmanın dışında kalan nadir alanlardan biri olarak öne çıkıyor. Komşuluk, esnaf-sakin ilişkileri, gündelik karşılaşmalar, birlikte çözüm üretme pratikleri gibi pek çok toplumsal deneyim, hâlâ mahallede vücut bulabiliyor. Bu anlamda mahalle, yalnızca geçmişin bir nostaljisi değil; bugünün karmaşık kent hayatı içerisinde dayanışma, güven ve karşılıklılık gibi değerlerin yeniden üretilebildiği bir zemin sunuyor. Kitabın temel motivasyonunun da bu zemini hem korumak hem de eleştirel bir bakışla değerlendirmek olduğu görülüyor. Bu bakımdan bu derlemenin mahalleye ilişkin klişe ve yüzeysel sembolizme de meydan okuduğu söylenebilir. 

Kitabın farklı bölümleri, semtin tarihsel gelişimini ve kent belleği içindeki yerini tartışmaya açarken,  devamında semtin fiziksel, sosyal ve kültürel dönüşümünü bir arada değerlendirerek okura sağlam bir izlek sunuyor. Bu bağlamda örülen diğer yazılar kentte ve Ayrancı’daki gündelik yaşamın izlerini sürüyor: sokaklardaki kamusal yaşamdan, apartman kültürüne; pazar alışverişinden, kuaför ve berberlerin sosyal rollerine kadar uzanan bu tematik çeşitlilik, mahalleyi yalnızca mekânsal bir kategori olarak değil, aynı zamanda bir kültürel üretim alanı olarak kavrıyor. Kitapta yer alan yazıların temaları yer yer Başkent Ankara’nın tamamı, tarihi, geçmişi ve geleceği olsa da, bu yazıların bir mahalle çerçevesinden ortaya konmuş olması daha önce farklı yerlerde yazılmış benzer yazılardan daha farklı bir sesin belirmesine de olanak tanıyor. Nihayetinde konuşulan kentin amblemi gibi bir konu olsa da bilinç altında bu meselenin Ayrancı ya da diğer mikro ölçekler için ne anlama geldiğinin sorgulandığı hissedilmektedir. 

Kitapta dikkat çeken temalardan biri de kolektif hafıza. Mahallede ve kentte yaşanmış bireysel deneyimlerin, ortak anlatılara dönüşme biçimleri; belleğin mekânla ilişkilenme halleri, ve kentsel dönüşüm gibi dışsal müdahalelerin bu hafıza üzerindeki etkileri detaylı biçimde ele alınıyor. Bu noktada Ayrancı’nın özgülüğü önem kazanıyor: Ankara’nın merkezinde yer almasına rağmen, hâlâ sakinlerine soluk aldıracak yeşil alanlara, yürünebilir sokaklara ve kamusal mekânlara sahip olması, bu belleğin canlı kalmasına olanak tanıyor. Öte yandan kitap, yalnızca geçmişe dönük bir anlatı sunmuyor; aynı zamanda bugünün dinamiklerine dair çözümleyici bir bakış da içeriyor. Bu tür yazılar, mahallelerin sadece nostaljik değil, aynı zamanda geleceğe dair umut verici toplumsal laboratuvarlar olduğunu ortaya koyuyor.

Bu çalışmanın bir diğer önemli yönü, üretim sürecinin katılımcı ve çoğulcu bir yapıda kurgulanmış olmasıdır. Ayrancım Derneği’nin yürütücülüğünde şekillenen bu kitap, yalnızca akademisyenlerin ya da uzmanların değil; mahalle sakinlerinin, sanatçıların, gönüllülerin, yerel örgütlenmelerin katkısıyla da zenginleşmiştir. Bu yönüyle kitap, sadece bir yayın değil, aynı zamanda bir topluluk pratiğinin ürünü olarak da değerlendirilebilir. “Kente Mahalleden Bakmak”, mahalle kavramını yeniden düşünmek için güçlü bir davet sunuyor. Kent planlamasının makro ölçekli söylemlerine karşı, yerelin bilgeliğini, gündeliğin ritmini ve topluluk yaşamının anlamını hatırlatıyor. Bu kitap, kentsel yaşamı yalnızca fiziksel dönüşümler ya da altyapısal projeler üzerinden değil, insanların bir araya geliş biçimleri, birlikte yaşama iradeleri ve hafızayla kurdukları ilişkiler üzerinden değerlendirmeyi öneriyor. Ayrancı semti, bu anlamda yalnızca bir örneklem değil; aynı zamanda bir imkân olarak karşımızda duruyor. Hem geçmişin izlerini taşıyan hem de geleceğe dönük tasavvurları barındıran bu mahalle, kente mikro ölçekte ve mikro ölçekten nasıl başka bir yerden bakabileceğimizi gösteriyor. Kitabın yazarları, bu bakışı çoğaltmak ve derinleştirmek için bir araya geldiler. Okur da, bu yolculuğun bir parçası olmaya davetlidir.

  • 89.537
  • 146
Ücretsiz E-Bülten Abonesi Olun

Yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir