Kadim Hitit ambleminden yeni hanedan armasına

Amblem kent kimliğinin simgeleşmiş işaretidir. Ankara ambleminin yerel yöneticilerin keyfi uygulamalarına ve kişisel çıkarlarına alet edilmemiş, grafik nitelikleriyle tematik ve estetik yeterlilikte, içerdiği anlamlarla da kapsayıcı ve bütünleştirici özelliklere sahip olmasını beklemek yanlış olmaz.

Ayrancım Gazetesi bu sayısında, Ankara’nın güneş kurslu amblemine yer veriyor. Amblemin “fırtınalı” serüveni 26. yılına girdi. Çeyrek asırdır unutulmayan bir amblem ve logo (TDK karşılıkları tercih edilirse, “belirtge” ve “imlek”), başkentin sembolü.. Bir hukuk savaşına dönen, Avukat Rahmi Kumaş’ın açtığı davalara ve kitaplara(1) konu olmuş, “Ankara’nın Kayıp Amblemi(2) olarak zaman zaman peşine düşülmüş. İki seçim (2004 ile 2009) arası düzenlenmiş anonim bir eylem(3) nedeniyle gazete ve televizyonların ilgisini çekmiş, dergi ve internet ortamlarında tartışılmış. Burada sadece sonuncusunu, “Hitit Güneşi Ankara’ya Yeniden Doğuyor” adıyla bilinen eylemli kampanyayı konu etmek istiyorum. 

2007 yılında geniş kitlelere yayılan eylemin etkinlik alanı, Ankara’da Gökçek dönemi ambleminin yer aldığı her çeşit yüzey idi: kent mobilyaları, tabelalar, belediye araçları, duraklar… Dağıtımı elden ele ve internet’ten yapılan Hitit Güneşi çıkartmaları, mevcut amblemlerin tam üstüne yapıştırılıyordu. Gökçek öncesi kullanılmış olan son Hitit güneşli amblem bu amaçla elden geçirilerek, bulabildiğim 5. versiyonu üretilmişti amblemin. Resimlerde görüleceği gibi, güneş kursu giderek soyutlanmış, sadeleşmiş. Gökçek döneminin amblemi ise insan zekâsının soyutlamaya yönelik gelişimine ve grafik tasarım anlayışının da bu yönündeki değişimine tamamen zıt olarak şekillenmiştir. Form olarak “arma” (coat of arms) anlayışındadır. Geçmişin hanedan armaları ve şehir sancakları günümüzde tarihi kent ve kurumların, klüplerinin amblemlerine temel olabiliyor. 

2007 eylemi sırasında Ankaralılar, bu sonradan imal edilmiş hanedan armasını gördüğü yerde örterek, kenti rengârenk çıkartmalarla donattı. Kumaş’ın açtığı davalar sonunda uygulaması defalarca durdurulmuş olmasına rağmen, çeşitli hülle marifetiyle uygulanmayan amblemlerine, Ankaralılar bu eylemle sahip çıktı. Hitit Güneşi eylemi üzerine tanıtım yazısından bir bölümü, aşağıda okuyucunun ilgisine sunuyorum.(4)

“Hitit Güneşi Ankara’ya Yeniden Doğuyor”

(…) “Kentsel sanat” kapsamında değerlendirilebilecek bu eylem, “ajitatif kolektif” olarak adlandırılan bir yapıda gerçekleştiriliyor. Başkanı, sekreteri, saymanı, üyesi, içtüzüğü, dış politikası, kenar süsü olmayan, herkesin dahil olduğu ama hiç kimseden bir şey beklenmeyen bu oluşum, sabit bir üretim ve dağıtım ağı olmadan katılımcıların kişisel olanaklarıyla faaliyet gösteriyor. Bu sayede çok daha geniş bir kitleye yayılabilen çıkartmalar, yaratıcı bir direniş-eleştiri-katılım kültürünün yaygınlaşıp zenginleşmesine de katkıda bulunuyor. Çağdaş katılımcı demokrasi anlayışını uygulamaya koyan bu oluşum, sivil toplum hareketlerinin merkezi örgütlenme eğilimine ciddi bir alternatif sunuyor. 

(…) 1995 yılında, Ankara’nın sembolü olan çağdaş, stilize Hitit Güneşi’ni “minareli-hilalli-kuleli”, kompozisyon fakiri ve anlam karmaşası içindeki mevcut amblemle değişmesi –kentin her köşesine işlediğinden olsa gerek– güncelliğini korumuş ve gündemi sıklıkla işgal etmiştir. Birçok kez yargı yoluyla geçersiz kılınan, Danıştay’ın hakkında iptal kararı bulunan bu logo değişimi, İ. Melih Gökçek yönetiminin tipik hukuk tanımaz politikalarından biri olarak ısrarla uygulanarak Ankara’nın teslim edildiği usulsüz belediyecilik anlayışıyla özdeşleşmiştir. Bu nedenle Hitit Güneşi eylemini başkentin maruz kaldığı tüm tasarımsız-plansız politikalara verilen sembolik bir yanıt olarak değerlendirmek gerekir. 

Amblem kent kimliğinin simgeleşmiş işaretidir. En temel anlamıyla “bir arada yaşanan yer” olan kenti, sınırlı görsel diller aracılığıyla temsil etmek için, başta kültürel ve ideolojik olmak üzere çeşitli göstergelere başvurulur. Tartışma konusu olan amblem, Ankara’nın başkent kimliğini ve dolayısıyla tüm Türkiye’yi temsil ettiğinden sembolik rolü daha da önemlidir. Kısacası Ankara ambleminin yerel yöneticilerin keyfi uygulamalarına ve kişisel çıkarlarına alet edilmemiş, grafik nitelikleriyle tematik ve estetik yeterlilikte, içerdiği anlamlarla da kapsayıcı ve bütünleştirici özelliklere sahip olmasını beklemek yanlış olmaz. Bu ölçütler ışığında değerlendirildiğinde Hitit Güneşi’yle Gökçek Arması arasındaki farklar daha da belirgin olmaktadır. 

Tarihte Haçlılar’ın da kullandığı arma formu içinde, mimari açıdan vasat Kocatepe Camii, “içkili restoranı caminin kubbesine denk getirilmiş” alışveriş merkezi Atakule ve oranı/konumu konjonktüre uydurulmuş Ay Yıldız’dan oluşan kolaj, tutarlı bir kent kimliği yaratamamış, en iyimser tanımla “sıradan” bir amblemden ibaret kalmıştır. Dahası, minare ve hilal gibi, cami ve bayrak üzerindeyken “kutsal” sayılan değerler çöp tenekelerine ve otobüs duraklarına işlenerek bayağılaştırılmıştır. Bugün Cumhuriyet’in başkenti modern Ankara’nın kimliği, Anadolu uygarlıklarına ayrımcılık yapmadan kapsayıcı bir biçimde kucak açan, aydınlık saçan bir Güneş yerine, dört bin yıllık bir soyutlama yeteneğinin yanına bile yaklaşamayan, gülünç ve çelişkili bir imgeler yığınıyla temsil edilmektedir. Bu şartlar altında kente amblemini geri kazandırmak tüm Ankaralılar’ın hakkıdır. 


NOTLAR

(1)  Eski CHP Trabzon Milletvekili Avukat Rahmi Kumaş’ın kitapları: Simgesel Direniş, Tekin Yayınevi, 2009; ve Ankara’da Simge Savaşımı, ODTÜ Mimarlık Fakültesi, 2014.

(2) Amblemin fasılalarla konu edilişine iki örnek. Birincisinde eski logonun peşine düşülüp kentin birkaç yerinde bulunmuş; ikincisinde logonun farklı versiyonları aranıp sorulmuş: Gün, Vedat, Emre Baturay, “Özlediğimiz ve Artık Göremediğimiz Ankara’nın Kayıp Ambleminin Peşine Düştük” Solfasol Ankara’nin Gayriresmi Gazetesi no. 35, (Mart 2014) s. 3; Akar, A. Özge, “Hitit Güneşi – Ankara‘nın Kayıp Amblemi” medium.com (2 Ocak 2017).

(3) 2007 yılındaki eylemin konu edildiği, erişebildiğim yayınlar:

Ajitatif Kolektif, “Hitit Güneşi Ankara’ya Yeniden Doğuyor” Arredamento Mimarlık (Mart 2007) s. 30-31. 

Ajitatif Kolektif, Hitit Güneşi Yeniden Doğuyor” Politus, no. 1 (Kış 2010) s. 48-50. 

Çınar, Erol «Hitit Gerillaları Ulusal MAG (2007).

Dişli, Oğuz, “Hititçilerin Amblem Savaşı”, Hürriyet-Ankara (13 Şubat 2007).

Kılınç, Kıvanç, “The Hittite Sun Is Rising Once Again: Contested Narratives of Identity, Place and Memory in Ankara” History & Memory, vol. 29, no. 2 (Fall/Winter 2017), p. 3-34. 

(4) Buraya sadece dört paragrafını aldığım yazı, yukarıda listelenen yayınlardan ilkidir (Arredamento Mimarlık). 

(Sol)  Kadim Hitit Güneşi Kursu, Alacahöyük kazısı

(Sağ) Vedat Dalokay’ın Belediye Başkanlığı (1973-77) sırasında tasarlanan ilk iki Ankara amblemi 

(Sol)  Hitit güneş kursunun soyutlanışı ve benimsenen turuncu renkli amblem

(Orta) 1990’ların başında kullanılan yazılı versiyon (Erhan Muratoğlu çizimi)

(Sağ)  2007’deki eylemli kampanya için üretilmiş versiyon (Ajitatif Kolektif çizimi)

Elden ele ve internette çoğalan Hitit Güneşi etiketleri (2007, Ajitatif Kolektif)

Hitit Güneşleri hanedan armalarını örterek, Ankara’ya yeniden doğuyor…

Yazar Hakkında

+ Yazarın diğer yazıları
Ücretsiz E-Bülten Abonesi Olun

Yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir