Eskilerin ve yenilerin Ayrancısında bir köşebaşı: Güz Sahaf
Bir mahallede sahafların tutunabilmesi o mahallenin sosyo-kültürel yapısını gösterir.
Bir mahallede sahafların tutunabilmesi o mahallenin sosyo-kültürel yapısını gösterir.
Başkentin gerçek amblemi hitit figürününe kavuştuğu, belediyeciliği çöp toplayıp asfalt dökmeye sıkıştırmayan, şehrin vizyonunu değiştirecek etkin bir belediyecilik hayalimiz var.
Bir semti parklarıyla öldürebilir ya da yaşatabilirsiniz. Kentlerimize baktığımızda bu anlamda yapılan en büyük hata, politika üretmeden mekân üretme çabasına girilmesidir. Ankara’da bunun en somut örneğini yaklaşık 1,3 milyon m2 alana inşa edilmiş şimdilerde atıl durumda bekleyen Ankapark’a baktığımızda görebiliriz.
Benim kent hayalim, kentin kuş uçuşu beş dakika uzaklıktaki yerleşimlerine batı şehirlerinden daha yabancı Ankaralıların çok katmanlı kentsel dokunun izini sürebilecekleri ve şehrin “yoktan var edilmediğini” fark edebilecekleri bir çevre düzenlemesi üstüne.
Son yirmi-otuz yılda kentin sadece fiziksel mekanları değil kentlileri, değerleri ve ilişkileri de yıprandı ve istenmeyen yönlerde değişti. “Ben noktasal planı tercih ederim” yaklaşımıyla kent talanı en üst düzeye çıkarıldı, belediye meclisleri rantçıların onay mekanizması haline getirildi. Bu dönem yeni “bir Ankara hayali” kuracaksak; Ankara Büyükşehir için mekânsal çevre düzeni planının toplumsal katılımla yapıldığı bir başlangıç ile ancak diğer taşlar yerine oturabilir. Bu öncelik yeni yerel yönetimlerin, meclislerin ve karar vericilerin yirmi yıllık yıpranmasının ne kadar düzeltilebildiğinin göstergesi olur.
Haymana Yeniköy’den 1960’da Ankara’ya geldik. Bizim aile 3 kuşaktır dericilikle uğraşmaktadır. Atpazarı, İskitler, Siteler’den sonra Kızılay’a Fevzi Çakmak sokağa geldik. 1977’de Büyükçarşı’ya sonra Ihlamur sokaktaki asıl yerimize taşındık. Ahilik geleneğinden gelen dericiliğin son temsilcilerinden bir ben kaldım. Bir yandan da Ankara‘ya hizmet için koleksiyonerlik çalışmalarıma devam ettim. 12 bin 500 fotoğraf, 2 bin 500 kitap dergi ve gazeteden oluşan koleksiyonu Türk Tarih Kurumu’na bağışladım.
Avrupa kentlerinde aslında yaygın bir format olan kent yürüyüşleri 2017’den beri Ankara’da hafta sonları bir mimar ve bir sanat tarihçisi iki Ankara sevdalısı genç tarafından yapılıyor. Yürüyüşlerin çok çeşitli meslek ve yaş grubundan takipçisi ve hiçbir yürüyüşü kaçırmayan müdavimleri var. Yürüyüşlerde amaç tamamen algıyı açmak, duymak, görmek. İnsanlar o sürede “benim hak ettiğim şehir hayatı demek ki bu değilmiş. Ben bunun doğru olanını, kent hakkı olan kısmını talep edebilirmişim” diyor.
İnsanlar mekan sahibi olmak konusunda çok iştahlılar, kolay ikna oluyor ve kolay sonuç almak istiyorlar. Kahve sektörü doğru lokasyon, doğru ürün ve sabır gerektiriyor. İsmi, dekorasyonu ve duruşuyla steampunk akımından esinlenen Caffe Nux, bahçesi ve kahvesiyle seviliyor.
60 yaş üstü emeklilerin sosyal ve kültürel yaşam kalitesine artırmak amacıyla Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından hizmete açılan Dikmen Emekliler Lokali’ne ücretsiz üye olarak etkinliklerden, gezilerden ve nefis çayından pazar harici hergün ücret ödemeden yararlanabilirsiniz.
Periler gerçekten var mıdır, nerelerde yaşarlar, ne yer ne içerler, ne iş yaparlar? Ayrancı semalarından görülürler mi? Sonunda gerçek ortaya çıktı işte. Evet evet gerçek olduklarını öğrendim artık, aramızda yaşıyorlar. Nereden mi biliyorum, hikayemi anlatınca siz de bana hak vereceksiniz.
Ayrancı semtinde bulunan Ayrancı, Aziziye, Güvenevler, Güzeltepe ve Remzi Oğuz Arık mahallelerinde kent yaşamı ve kültürünü geliştirmek ve dayanışmayı sağlamak için çalışmalar yapmak için kurulmuş “Ayrancı Semti Kent Kültürü ve Dayanışma Derneği”dir.