Ayrancı Semt Meclisi’nin düzenlediği Perşembe buluşmaları kapsamında 15 Haziran 2023 19.00’da Baharevi’nde Ankara Manzarası belgesel gösterimi ve belgesel ekibi ile söyleşi gerçekleştirildi.
Hollanda devlet müzesinde kayıtlı olan, 1700’lere tarihlenen ve Halep Manzarası olarak anılan tablonun Prof. Dr. Semavi Eyice’nin tespiti ile Ankara Manzarası olduğu anlaşılıyor. Bir etkinlik kapsamında Hollanda Büyükelçiliği ve Rahmi Koç müzesinin çalışmalarıyla Ankara’ya misafir gelen tabloyu görünce bir Ankara aşığı olan yönetmen Muhammed Murat Aslan tablonun belgeselini çekmeye karar veriyor. Yollarımız bir noktada kesişti, hikayeyi dinledik ve konuyu komşularımızla da paylaşmak istedik. Belgesel ekibine bize kırmadıkları için teşekkür ediyoruz.
Belgeselin yönetmeni Muhammed Murat Aslan ve belgesel uygulayıcı yapımcısı Murat Pehlivanoğlu belgesel gösteriminin ardından sorularımızı yanıtladı. Rahmi Koç Müzesi Hollanda Büyükelçiliği ve Vekam işbirliğinde gerçekleştirilen Tarihi dokumak: Bir kentin gizemi, Sof etkinliği vesilesiyle Ankara Manzarası tablosunun Ankara’ya gelmesi üzerine konuyu araştırmaya başladıklarını belirten belgesel ekibi Cumhuriyet öncesi Ankarası konusunda bir farkındalık yaratmak amacıyla yola çıktıklarını belirttiler. Tablonun orijinalini görmenin bambaşka bir duygu yarattığını ve adeta büyülendiğini söyleyen yönetmen Aslan Vekam’ın da desteğiyle belgesel çalışmasına başladıklarını ve süreci aktardı.
Politika yapma sürecine etki edebilecek ve belgeselin Ankaraya faydasını değerlendirecek herkese ulaştıklarını ancak bu kimselerin ne yazık ki belgesel ve tablo ile pek de ilgilenmediklerini anlatan belgesel ekibi yeterli bir destek bulamadıkları için belgeselin uzun versiyonunu da çekmediklerini belirttiler.
Katılımcılardan gelen sorular arasında tablonun tarihlendiği 1700’lü yıllarda aslında bu coğrafyada gayrimüslimlerin yani Ermeni ve Yahudi vatandaşların da yaşadığı ancak belgeselde bu konuya neden değinilmediği vardı. Tabloda yer alan tüm karakterleri detaylı şekilde incelemek gerektiğini, bu sebeple kısa versiyonda detaylara yer vermediklerini belirten Aslan belgeselin mevcut kısa versiyonunun belgeselin tabloya dair kısa zamanda ortalama bir fikir vermek olduğunu belirtti. Sof tüccarları, sof ticareti, tiftik keçilerinin Ankara’ya özgü olduğu fakat Osmanlı döneminde keçilerin gizli yollarla kaçırılıp başka ülkelerde de yetiştirilmeye başlandığını aktaran Aslan marka yaratmanın çok zor olduğunu aslında sofun bizim markamız olabileceğini ancak tarihi, kültürel ve ticari olarak yetkili kişilerin bu konuya pek eğilmediğini de vurguladı.
Katılımcılar olarak Ankara Büyükşehir Belediyesi, Kültür Bakanlığı ve benzeri ilgili kuruluşların Ankara’nın tarihine ışık tutan, ta 1700’lü yıllardan bugüne gelmiş ve bize bazı yanlışlarımızı göstermiş bu tablo ile neden ilgilenmediğine, neden bir devlet müzesi yerine özel bir müze olan Rahmi Koç Müzesinin bu konuda çaba gösterdiğine şaşırdık.
Farklı bakış açılarına sahip pek çok kişi ile bir araya geldiğimiz bu etkinlik bizi aslında pek lafı edilmeyen bir noktada birleştirdi: Hemşehrilik. Bilirsiniz, memleketimiz çoğu zaman doğduğumuz yerden ziyade doyduğumuz yerdir. Hayatımızı geçirdiğimiz, sevinçlerimizi, acı ve heyecanlarımızı yaşadığımız bu kentin tarihine şahane bir pencere açan belgeseli izledik, söyleşimizin ardından dağılamadık. O kadar sorumuz, konuşacak o kadar konumuz vardı ki! Tüm bu sebeplerle en mümkün ve en yakın zamanda Rahmi Koç müzesine bir gezi planlayarak Ankara Manzarası’nı yerinde görmeyi, tabloyu gördükten sonra tabloda gördüğümüz yerleri bir de şimdi nasıllar diye gezmek kararı alarak vedalaştık.
Rahmi Koç Müzesi ve Ankara Manzarası tablosunda yer alan yapıları incele gezimizle ilgili detaylar semtimizin ilk derneği Ayrancım Derneği ve Ayrancı Semt Meclisi aracılığıyla ilgililere duyurulacaktır.