Çaylar Şirketten

Çocukluk, ilk gençlik yıllarımızda bir yerden bir yere gitmek büyük bir problemdi. Özellikle mola verildiğinde otobüsten yayılan “yarım saat çay ve ihtiyaç molası; çaylar şirketten” anonsu ile aşağı iner ihtiyaç için durup düşünürdük. İşte o yıllarda Prof. Dr. Baha Galip Tunalıgil’in dost meclisi dediği arkadaşlarıyla Aşağı Ayrancı’daki evlerinde kurmaya karar verdikleri “Türkiye Yüznumara Kurulunu”nun anılarımızda yaşayan bir öyküsü var.

Refik Durbaş üstadın dediği gibi;

“İstanbul – Ankara – Kayseri
Adana – Antep – Mardin
Bursa – İzmir – Bodrum
üç yıldır gider gelirim
302 Mercedesin arka koltuğunda
ne yattığım yer belli
ne içtiğim su
gecem saçları ağarmış bir mavi kuş
gündüzüm anıları yitik bir yeşil rüzgar
gider gelir üç yıldır içimde
dudakları çatlamış bir umut
gözleri görmez acılar” ….

Çocukluk, ilk gençlik yıllarımızda bir yerden bir yere gitmek büyük bir problemdi. Özellikle mola verildiğinde otobüsten yayılan “yarım saat çay ve ihtiyaç molası; çaylar şirketten” anonsu ile aşağı iner ihtiyaç için durup düşünürdük. Sonra bir mucize oldu. Çocukluk yıllarımızda mahallemize taşınan envai çeşit piposu ile her sabah kırmızı renault arabasını çalıştırarak fakülteye dersine giden Prof. Dr. Baha Galip Tunalıgil bir kurul kurdu. Babam, Baha amca ve bir çok briç klübünden arkadaşının Dostlar Meclisi adını verdikleri bir grupları vardı (bu meclis başlıbaşına bir yazıyı hakediyor). Bu grup çoğunlukla pazar öğlenleri toplanır, kurulan rakı sofrasında dünyanın hallerini konuşurdu.

Prof. Dr. Baha Galip Tunalıgil

Baha amca yine böyle bir pazar günü dostlar meclisi dağıldıktan sonra eve gelince Aşağı Ayrancı’daki evlerinde “Türkiye Yüznumara Kurulunu” kurmaya karar veriyor.

O sıralar neler olduğunun canlı tanığı 45 yıllık Ayrancı sakini oğlu Volkan Galip Tunalıgil’e satırları bırakıyorum.

Babam 1935, Bulgaristan Razgrad doğumlu. İlk, orta ve lise öğrenimlerini İzmir’de tamamladı. 1957 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirdikten sonra akademik yaşamını 1961’de doktor, 1969’da doçent, 1975’te profesör olarak sürdürdü.

1950-80 yılları arasında çeşitli gazetelerde dergilerde incelemeleri deneme, öykü ve şiirleri yer aldı. Hatırlamak Yaşamak Kadar Tatlıdır (1999) adlı bir şiir kitabı, yayımlanmamış birçok çalışması vardır.

Yıllar önce bir kongre için Fransa’da bulunan babam, Hollandalı bir akademisyenin tuvalette hiç sıvı sabun olmadığı sadece kalıp sabun bulunduğu için yaygarayı koparması üzerine kendi kendine Türkiye’de tuvaletlerin durumunun vehameti üzerine düşünüyor ve 1983 yılında tuvalet problemlerine çözümler aramak için bu oluşumu başlatıyor.

Türkiye’deki umumi tuvaletlerin mimari yapı, donanım, kullanım kolaylığı ve temizlik açısından belli bir standarda kavuşmasına çalışan kurul her yıl örnek olması için bir tuvalete de “Yılın Tuvaleti Ödülü”veriyor.

Bu satırlar ölümünden önce Hürriyet gazetesine verdiği röportajdan.

“Ben 11 profesör arkadaşımı topladım. Şimdi çoğu dağıldı o arkadaşların. Ama biz bir ideal uğruna yaklaşık 10 yıl beraber çalıştık. Hatta “tuvalet profesörü’’ olarak anılmaya başladım.

Bir tuvalet standardı hazırladık. Türk Standartları Enstitüsü onayladı bunu ve mecburi standart sınıfına soktu. Sonra tüm bu özellikleri içine alan bir çizelge yaptık, puanlama sistemi getirdik. Türkiye Yüznumara Kurulu’nun 1000 gönüllüsü var bu kişiler Türkiye’nin dört bir yanını dolaşıp tuvaletleri değerlendiriyor. Bu sistemle 20 yıldır “Yılın Tuvaleti”ni seçiyoruz. Bugüne dek en yüksek puanı Ankara’da Çankaya Belediyesi’nin Ahlatlıbel’deki Devran Tesisi aldı; 86 puan”

2000 yılında sağlık sorunları ortaya çıkınca başlattığı bu projeyi OPET’e devretmiştir.

OPET’in 2000 yılından bu yana sürdürdüğü ve Türkiye’de yapılan en uzun soluklu toplumsal projelerden biri olan “Temiz Tuvalet Kampanyası” Türkiye’nin önemli bu sorununu devir almıştır.

Önce kendi istasyonlarından işe başlayan OPET, zamanla projeyi, tüm yurda yaymış ve Opet istasyonlarında, sadece standart kurumsal görüntü ve hizmet kalitesi ile değil, temizlik ve hijyene verdiği önemle de farklılığını vurgulayarak, bunu kalıcı hale getirmeyi başarmıştır.

Şimdi mola yerlerinde yarım saat çay ve ihtiyaç molası anonsları ile irkilmiyorsak, bunu kesinlikle uykusuz gecelerde bu işe kafa yoran 22 Aralık 2005 yılında kaybettiğimiz “Hatırlamak yaşamak kadar tatlıdır” diyen Prof.Dr. Baha Galip Tunaligil’e borçluyuz.

Yazar Hakkında

+ Yazarın diğer yazıları
Ücretsiz E-Bülten Abonesi Olun

Yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir