Koklamaya doyamam, benim güzel manolyam
Ayrancı semtimizin ilgi çekici ama çoğunlukla bilinmeyen sürprizlerinden birini paylaşmak istiyorum sizlerle. Hani sokağında defalarca turlasak da gözümüze ilişmeyen, mağrur, sessizce duran mahallemizin tek Manolya Ağacı.
Manolya ağacımız türünün Ankara’da yaşayabilen ilk ve en sağlıklı bireyi olma özelliğine sahip. Sadece ılıman deniz kıyılarında yaşayabilen bu türün, kentimizde 35 yılı aşan bir zamandır varlığını sürdürmesi de çok ender bir durum. Bunun için de çok değerli bizler için. Bu özelliklerinden dolayı da ‘Anıt Ağaç’ olarak tescil edilmiş durumda.
Ağacımız yanından geçenlerin bile fark etmediği ama bembeyaz kocaman çiçekler açtığında mahallelinin hayranlığını üzerinde topladığı, Paris Caddesi altı numaralı apartmanın karşı cephesindeki otoparkın hemen kenarında yaşamaya çalışıyor. Çalışıyor diyoruz çünkü son yıllarını gayet ihmal edilerek, unutularak geçirmekte ama sessizce direnmekte yine de, kendisine yapılan vefasızlığı hoş görürcesine.
Konuyla ilgili bilgi almak için konuştuğumuz Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Derneği üyesi Dendroloji uzmanı Ahmet Demirtaş, manolya ağacıyla tanışma öyküsünü anlattı bize. Geçtiğimiz sene hem dernek olarak hem de Kavaklıdere Muhtarı’yla beraber ilgili kurumlara konuyu açıklayıp yardım talebinde bulunsa da ilgilenen olmamış.
Manolya ağacımız SGK’nın bahçesinde yaşarken birden bire otopark yapılması için yıkılan iki katlı binanın hafriyatından zarar görmüş, anıt ağaç plaketi kaybolmuş, dalları kırılmış. Son beş yılını yaklaşık 1.5 metre derinliğinde molozlara gömülmüş durumda yaşamakta, otopark olarak kullanılan bu arazide deyim yerindeyse can çekişmektedir.
Semtimizin güzide ağacına gereken kıymeti vermek ve eski güzel günlerine döndürmek için, gelin hep birlikte uğraşalım. Sonra da beraberce gidip onu ziyaret edelim, başına gelenlerden dolayı hiç sızlanmadan bizi kucaklayacağına eminim.
Kıymetini bilecek o kadar az şeyimiz kaldı ki bu dönemde, haydi dostlar…
AHMET DEMİRTAŞ / Dendroloji uzmanı
Derneğimiz adına Ankara’da anıt niteliği taşıyabilecek ağaçları bulmak için araştırmalara başladığımız 2001 yılında karşılaştım bu ağaçla. Ancak ılıman kıyı bölgelerimizde yaşayabilen Manolya ağacını burada görmek çok değerli. O zaman yirmi yaşına yakındı. Kendisi anıt ağaç olacak yaşta değilse de Ankara ikliminde gayet sağlıklı olarak yetişmiş olması biz ormancılar açısından mucize sayılacak bir şeydi ve bu nedenle o sene belirlediğimiz 56 anıt ağaçtan birisi olarak belirlendi ve 2005 Şubat ayında anıt ağaç olarak tescillendi. Dolayısıyla koruma altında bulunuyor.
Ağaç şimdi yıkılmış bulunan SSK kreş evi olarak kullanılan evin bahçesindeydi. Müdüre hanım birisinin Ege kıyılarından getirip diktiğini söyledi bana. Ancak bu bina 4-5 sene önce Kamu Denetleme Kurumu tarafından yıkılarak otopark yapıldı. Bu yıkım esnasında ağaç da hasar gördü, molozlar kök çevresine dolduruldu. Bundan sonra Ankara’nın başka yerlerinde de Manolya ağacı görülmeye başlandı. Hatta bir tanesi Meclis duvarının hemen arkasında, ama çok sağlıklı görünmüyor. Sonuç olarak anıt ağaç tescili olan bu nadide Manolyamız tehdit altında. Acilen molozlardan arındırılıp uygun çevre düzenlemesi yapılmalı diye düşünmekteyiz. Kavaklıdere muhtarı ile birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurup korunması talebinde bulunduk. Bunu yapacak olan bakanlığa bağlı Tabiat Varlıkları Koruma Komisyonu’dur. Bu ağacımız ortama çok iyi adapte olduğundan kendisinden çoğaltılacak fidanlarla yeni bireyler yetiştirmek de çok yerinde olacaktır.