15 dakikalık semt ya da 6-8 km çaplı alanda yaşamak

Ayrancı, geçirdiği tüm yapısal ve yaşadığı kent ulaşımındaki rol değişimlerine karşın bu hız, egzoz ve yaşam zamanını koştururken yitirdiğimiz günlük yaşama alternatif 15 dakikalık bir semte dönüşmeye uygun bir pilot bölge olabilir.

Bir düşünün; alışverişimizi, çocukların eğitimini, işimizi, sosyalleşme alanlarımızı, sağlık ihtiyaçlarımızı, kamusal problemlerimizi vs. 15 dakikada yürüyerek ya da bisikletle halledebiliyoruz..! Ne değerli bir şey değil mi! Çocuğun okulunun yakınına ya da işimizin yakınına taşınarak çözmeye çalıştığımız (kalabalık/büyük) şehirde yaşama problemini, yaşadığımız semt/bölgede direk çözebilmek.

Bir şehrin yaşanabilirlik ölçütlerini belirleyen oldukça çok etken var: nüfus, ulaşım, üretim, yönetim, sağlık, kültür, eğitim, alışveriş, nefes alma. (birkaçı haricinde) 1 milyonu geçmeyen Avrupa kentlerinin yanında bizde, –tarım, hayvancılık, kırsal üretim, yatırım ve iş eksikliği ile de– kentler hızla kalabalıklaşıyor. 

Kentsel tasarımın ölçütleri olan, 20.000 kişilik bir yerleşimin ihtiyaçları, yaşadıkları bölgeden çıkmadan karşılanabilir şekildeyken, yanlış kentsel politikalar, güvenlik, “en büyük” olsun derdiyle yaşadığımız yere uzak alışveriş, kamusal, sağlık yapıları problemleriyle, trafiğe ve hıza yenilmiş bir gün yaşıyoruz sürekli.

İşte 15 dakikalık kent ya da 6-8 km çaplı bir alanda tüm ihtiyaçlarımızı yürüyerek ya da bisikletle sağlayabilme ihtiyacının yeniden kentlerin gündemine girme sebebi, kent planlamasında kaybettiğimiz eşeği yeniden bulma problemi olarak karşımıza çıkmış durumda.

Ankara 5, Çankaya 1 milyonu aşmışken, kent insanının mutluluğunu ve bunalımsız/trafiksiz bir gün geçirme ihtiyacını karşılamak artık çok daha elzem.

Düşünün; sabah yürüyerek sütünüzü aldınız, çocuğu okula bıraktınız ve bisiklete binip 2 km ötedeki iş yerinize gittiniz 15 dakikada. Akşam, yaya sokağında bir süre dinlenip kitabınızı okudunuz, alışverişinizi yaptınız ve eve döndünüz. Çocukta anahtar var ve yürüyerek eve gitmiş, kapıyı size açıyor. Ertesi gün, sabah grip olan çocuğu 750 metre ötedeki sağlık merkezine götürüp, belediye biriminde yapmanız gereken işi hallettiniz ve yine bisiklete binip işe gittiniz, dönüşte de akşam yemeğinizi yiyip 3 km ötedeki tiyatro salonuna oyun izlemeye gidip, dönüşte bir şeyler içmek için caddede kafede oturup eve döndünüz. Hafta sonu yürüyerek gittiğiniz parkta geçirdiğiniz günün keyfi de anısaldı yaşamınızda.

İşte 15 dakikalık yaşam bize. Ulaşmak istediğimiz tüm ihtiyaçlara bu sürede ulaşabiliyor, hızla yapmamız gereken hiç birşey yaşamıyor ve araba kullanmıyor, iklime egzoslarımızla zarar vermiyoruz. Stresimiz 10 kat azalmış, ruhumuz dingin. 

Ayrancı, geçirdiği tüm yapısal ve yaşadığı kent ulaşımındaki rol değişimlerine karşın bu hız, egzos ve yaşam zamanını koştururken yitirdiğimiz günlük yaşama alternatif 15 dakikalık bir gün/ihtiyaç yaşamı için iyi bir pilot bölge olabilir. Yaşadığı tüm dönüşümlere karşın, iş / ulaşım / alışveriş / sağlık / eğitim / kamusal ihtiyaçlar / sosyalleşme / yeşil alan kullanımı olarak 15 dakikalık bir semte dönüşmeye uygun bir bölge. Belediyeler ve merkezi iktidarın bir niyet oluşturması ve kentsel bir program çerçevesinde bu mutluluğa ulaşmamızı sağlaması mümkün. Ve sonra Bahçelievler’in, Cebeci / Kurtuluş’un, Esat / Seyran’ın, Konya/Samsun asfaltı içinde kalan eski Ankara’nın, bu planlama ve kentsel dokunuşlarla günü 15 dakika mesafede ve yaya/bisikletle yaşayabilmesi ihtiyacını hepimiz görüyoruz.

Yazar Hakkında

Mimar | + Yazarın diğer yazıları

15 Mart 1970 Mersin doğumlu. 1988’de Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ne ve şehre öğrenci olarak geldi. O günden bu yana mesleki disiplini ve kent, politika, kentin sosyolojik kimlikleri ve hakları alanında emek üreten dernek, örgüt, platform ve yapılarda bir köşede durmaya çalışır. Solfasol Gazetesi kurucularındandır (artık dışındadır) ve Zıtlar Mecmuası kent web-medyası ekibindendir.

Ücretsiz E-Bülten Abonesi Olun

Yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir