Katılımcı yerel yönetimlere doğru: Kent Hakkı Okulu

Çankaya Kent Konseyi ile Friedrich Ebert Vakfı işbirliğinde yürütülen Herkes İçin Kent Hakkı Okulu yüz yüze yapılan beş dersin sonunda ilk mezunlarını verdi.

Kent hakkını aramak, kente dair söz söylemek için biz Ankaralılar kolları sıvadık. İlk adımını pandemide yine Çankaya Kent Konseyi’nin düzenlediği Kent Akademisi ile attığımız çalışmanın ikinci adımı Kent Hakkı Okulu oldu. Beş dersin ardından şimdi daha özgüvenliyiz, çünkü haklarımızı biliyoruz, mücadele rotamız belli!

Çankaya Kent Konseyi ile Friedrich Ebert Vakfı işbirliğinde yürütülen Herkes İçin Kent Hakkı Okulu yüz yüze yapılan beş dersin sonunda ilk mezunlarını verdi. Çankaya Kent Konseyi bünyesinde kurulan semt meclisleri ve ilgili herkesin kent hakkı konusunda bilinçlendirilmesi amaçlanarak düzenlenen Kent Hakkı Okulu’nda çok değerli hocalardan çok güzel sunumlar dinledik. 

Kent Hakkı Okulu katılımcıları

Avrupa kentsel şartı ve kent hakkı kavramının gelişimi

İlk derste Dr. İnan İzci, “Avrupa kentsel şartı ve kent hakkı kavramının gelişimi” konulu sunumuyla kent hakkına dair uluslararası metinleri, kent haklarının temelde neler olduğunu anlattı. Kent hakkını müzakereci bir müdahale ve hassas bir çizgi olarak tanımlayan İzci, kent hakkını gerçekleştirebilmenin en önemli yolunun mahalli müştereklerin tanımlanmasından geçtiğini belirtti. Mahalli müştereklerin tanımlanması içinse belediye meclisi, kent konseyi, muhtarlık, encümen, sivil inisiyatifler, vatandaşın bir arada olması gerektiğini söyleyen İzci, katılımcı bir yönetim anlayışının önemini vurguladı. Kent Konseylerinin en önemli güçlerinden birinin belediye meclislerine önerge sunmak olduğunu belirten İzci, kent konseyleri ile katılımcı bir belediyecilik için ana karar alıcıların faaliyete geçmesi gerektiğini, aksi durumda yani bütçeye dahil edilmeyen bir kent konseyinin katılımcılığının da etkisizleşeceğini belirtti. 

Kentli Hakları ve Kentlinin Hak Arama Yolları

Kent Hakkı Okulu’nun ikinci dersinde Av. Cüneyd AltıparmakKentli Hakları ve Kentlinin Hak Arama Yolları”nı anlattı. İdare mahkemesi ile idare arasındaki arabulucu kurum olan Ombudsmanlıktan bahseden Altıparmak kurumun vereceği tavsiye kararlarının muhakkak bir yaptırımı olacağını, hak arama yolculuğumuzda bu kurumdan da faydalanabileceğimizi belirtti. Katılımcı bir yönetim anlayışının önemini vurgulayan Altıparmak, vatandaş olarak belediye meclisine öneriler sunabileceğimizi, ombudsmandan alacağımız tavsiye kararını belediye meclisine uygulatabilme gücümüz olduğunu çeşitli örneklerle anlattı. 

Kent hakkı, katılım ve yerel yönetimler

Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin Kent Hakkı Okulu’nun üçüncü dersinde “Kent hakkı, katılım ve yerel yönetimler” başlıklı sunumunda katılımcılığın öneminden ve yerel yönetimlerde katılım mekanizmalarından bahsetti. 

Dünyadan ve Türkiye’den kent hakkı mücadeleleri

Dördüncü derste Cihan Uzunçarşılı Baysal, “Dünyadan ve Türkiye’den kent hakkı mücadeleleri”ni örneklerle anlattı. Kentli hakkı mı kent hakkı mı diye sorarak başlayan Baysal, kent hakkının kentteki olanaklara erişme hakkından ibaret, bununla sınırlı bir hak olmadığını belirtti. Lefebvre’nin kent hakkı tanımının antisistem bir hak, radikal bir kavram olduğunu belirten Baysal artık mevcut olanaklara erişmek değil, asi vatandaşlar olarak olanakları yaratmak için mücadele anlamına geldiğini anlattı. Ayrıca Baysal, kent bostanlarının kent hakkı mücadelesinde önemli bir yeri olduğunun altını çizerken Gezi’nin somutlaşmış bir ütopya örneği olduğunu, halkın değiştirme hakkını ve değiştirme hakkını kullanma hakkını kullanması gerekliliğini ifade etti. 

Kent kültürü bağlamında kent hakkı

Ankara’nın unutulmayan belediye başkanı Murat Karayalçın, son dersimizde “Kent kültürü bağlamında kent hakkı” başlıklı konuşmasıyla Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden deneyimlerini aktardı. Kente karşı işlenen suçlar olduğu halde bu suçların ceza yasalarında karşılığı olmayabildiğini vurgulayan Karayalçın kent hakkının anayasaya konması gerektiğini ve Avrupa Özerklik Şartı’nın önemini vurguladı. İnsanların yaşadığı yer üzerinde söz sahibi olmaları gerektiğini, bunun örneklerini Batıkent, Dikmen Vadisi gibi projelerinden örnekle açıklayan Karayalçın, herkesin kendi kararının sorumluluğunu aldığı, halkın iradesini ortaya koyduğu ve bunu saygıyla karşılayan, katılımcı bir anlayış benimseyen belediyeciliğin mümkün olduğunu belirtti. 

Yerel yönetimler tüm dünyada gittikçe önem kazanan bir yerde konumlanıyor. Değişimin yerelden filizlendiğini de artık biliyoruz. Bu bilgiler ışığında Kent Konseyleri ile birlikte mücadele etmenin önemi de açığa çıkıyor. Kent Hakkı Okulu’nda beş değerli hocamızın anlatımlarının ardından; biz asi vatandaşlar olmaya, katılmaya, söz söyleme hakkımıza sahip çıkmaya kesin karar verdik. Siz komşularımızı da kentine, yaşamına, belediyesine, imar kararına sahip çıkmaya, kent konseyi ve semt meclisleri çatısında hep birlikte mücadeleye davet ediyoruz. 

Yazar Hakkında

+ Yazarın diğer yazıları
Ücretsiz E-Bülten Abonesi Olun

Yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir