Ayrancı Semt Meclisi’nin yolculuğu 2019’da Çankaya Bahar Evi’nde yapılan ilk toplantı ile başlamıştı. Ancak ne yazık ki pandemi sebebiyle Ayrancı Semt Meclisi’nin kuruluşu da ertelenmek durumunda kalmıştı. Nihayetinde, Ayrancım Derneği’nin de yoğun çabaları ile 2021 yılı boyunca semt meclisinde görev almak isteyen, semte gönül veren kişiler bir araya geldiler ve takvimler 19 Kasım 2021 Cuma gününü gösterdiğinde Ayrancı Semt Meclisi semt halkının yoğun katılımıyla kuruldu.
Ayrancı, Aziziye, Güvenevler, Güzeltepe ve Remzi Oğuz Arık mahallelerini kapsayan Ayrancı Semt Meclisi ilk genel kurulu, Çankaya Kent Konseyi’nin 12 Kasım 2021’de yaptığı çağrı üzerine 19 Kasım’da Çankaya Bahar Evi’nde toplandı. Genel kurul toplantısını Çankaya Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi ve Ayrancım Derneği Başkanı Ali Necati Koçak başlattı.
Koçak konuşmasında Ayrancı Semt Meclisi’nin yolculuğunu anlattı. “Aslında süreç pandemiye denk gelmeseydi birkaç ay içinde Ayrancı Semt Meclisi’nin Genel Kurulu’nu da yapıp çalışmalara başlayacaktık fakat sokağa çıkma yasakları, pandemi süreci derken her yerde olduğu gibi burada da süreç bir miktar ertelendi” diyen Koçak Çankaya Kent Konseyi Başkanı Mustafa Coşar’ın Ayrancım Derneği Başkanı olarak kendisini Çankaya Kent Konseyi’nde ilçedeki semt ve mahalle derneklerini temsilen yönetime davet ettiğini belirtti.
“Bizim için en temel anayasa komşuluk ve mahalle hukuku “
Koçak, kurulacak semt meclisinin 2019’daki toplantıdan sonra aslında biraz da gayrı resmi olarak açılan sosyal medya hesapları hakkındaki görüşlerini şöyle belirtti:
“Sözü Sayın Mustafa Coşar’a bırakmadan önce süreci nasıl yönettiğimizi, ne beklediğimizi, neler yapacağımızı paylaşmak istiyorum. Birincisi; biliyorsunuz Ayrancı Semt Meclisi henüz oluşuyor, dolayısıyla kurulmamış bir meclis adına bizim dışımızda açılan sosyal medya hesapları da doğru ve meşru değil. O nedenle bugün oluşacak yeni yürütme kurulu bu çalışmaları devralacak ve organize edecek.”
İkinci olarak 5 mahallenin 5 muhtarının da tartışılmaz ögeler olduğunu ifade eden Koçak, şunları söyledi:
“Çankaya Kent Konseyi’nin yönetmeliği içinde semt meclisinin nasıl oluşacağı, neler yapacağı tarif edilmiş. Bu tarifin üzerine ÇKK yönetimi ve başkanının çok hassas olduğu, diğer semt meclislerinde başından beri uygulanan çok temel bir anlayışımız var. Mahallenin seçilmiş muhtarlarının bu semt meclislerinin bünyesinde bulunması anlayışı ve gerekçesidir. 123 mahallemiz var birbirine benzemediği gibi muhtarları da çalışmalarıyla, siyasi anlayışlarıyla, cinsiyetleriyle ve görev süreçlerinde birbirlerine benzemiyorlar. Ancak biz seçilmiş muhtarlarımızı her zaman başımızın üzerinde tutuyoruz. Bu süreçte muhtarların olması bizim için tartışılmaz bir şey. Kent Konseyi Başkanımızın anlayışı da baştan beri böyleydi ve oluşan tüm mahalle meclislerimizde, muhtarlarımız en başta görev aldılar. Bu görev bana verildiğinde 5 mahalle muhtarımızı tek tek dolaştım ve kendilerini semt meclisi oluşumuna davet ettim, onlarla fikirlerimi paylaştım onların fikirlerini aldım. Biz aslında bunları tartışma konusu yapmadık ama bu konular dışarda maalesef tartışıldı. Neticede muhtarlarımızla ve ‘Bu iş ne zaman başlayacak, içinde bulunmak istiyorum’ diyenlerle ikinci, üçüncü istişareleri yaptıktan sonra genel kurul tarihini belirledik.”
“Ayrancı Semt Meclisi bugün burada bulunan herkestir”
“Ayrancı Semt Meclisi, bugün burada bulunan herkestir. Yani beş mahallemizden buraya gelen, talep eden, söz isteyen herkes meclistir. Siz ne kadar devam eder, bu toplantılara katılırsanız bu meclis o kadar devam eder. Meclise bir üyelik, kayıt yok. Bizim için en temel anayasa komşuluk ve mahalle hukukudur. Dolayısıyla bu mahallede yaşayan, çalışan, bu mahalleyi seven herkes meclisimizin bir parçası. Biz sadece belli periyotlarda bu çalışmaları sürdürecek, belli yazışmaları yapacak bir yürütme kurulu seçeceğiz. Bu kurul belki daha sık toplanacak, mahallelerin, muhtarlarımızın Ayrancı Semt Meclisi’nin taleplerini, önerilerini alacak öncelikle Kent Konseyi’ne sonra Konsey aracılığıyla muhatap olunan diğer kurum ve kuruluşlara iletecek. Buranın çalışma prensibi temek olarak bu. Biz bu toplantıları belli aralıklarla yapacağız ve ne isteniyor ne tür sorunlar var, nasıl çözüm üretebiliriz, bunları yürütme kurulu aracılığıyla gerekli yerlere ileteceğiz. Bu konuda pek çok arkadaşımızın sorusu ve bilgi eksikliği olduğu için bunları temel olarak belirtmek istedim. Bugün burada önerileri, talepleri alacağız sonra eğer yürütme kuruluna aday arkadaşlarımız varsa, bir liste çalışması varsa onların adaylıklarını da alıp küçük bir seçim yapacağız.”
“En kötü örgütlülük en iyi örgütsüzlükten iyidir”
Çankaya Kent Konseyi Başkanı Mustafa Coşar da şöyle konuştu:
“Çankaya’da 7 semt meclisi, 123 mahale var hem dayanışma kültürü açısından sosyolojik olarak lokasyon olarak da birbirine yakın mahallelerden semt meclisleri oluşturduk. Bu 7 semt meclisinden yeni kurulanlar var, yeri olanlar var, yeniden çalışmaya başlayanlar, çaba sarfedenler var. Önümüzdeki dönem için hedeflerimizden biri bütün mahallelerimizde semt meclislerini oluşturmak. Bunun temel gerekçesi de en kötü örgütlülük en iyi örgütsüzlükten iyidir. Sorunlar sıkıntılar eksikler olsa da iyidir. Bu temel saiklerle önümüzdeki süreç için bütün mahallelileri kapsayan bir semt meclisleri sürecine girdik bunu Genel Kurul’da da beyan etmiştik. İlk adım olarak Ayrancı’da bir süreç zaten hareketlenmişti ki, Ayrancı’nın tüm mahallelerini kapsayarak söylüyorum, Ankara için kadim bir bölgedir. Entelektüel birikimi, örgütlenmeye olan alışkınlık, demokratik yaşam ve dayanışma kültürü içinde olması bunu geliştirecek potansiyeli taşıyor olması ve karanlık siyasal süreçlere daha aydınlık bir çerçeve açabilecek bir dinamizmi temsil ediyor olmasından kaynaklı da Ayrancı Semt Meclisi önemli bir noktada.
Kamusal alan tasfiye edildi ve tamamen neoliberal süreçlerin emrine sunuldu. Biz kendi kent hayatımız açısından söylersek ne oldu? Bizler için kritik şey şu; bizim sokaklarımız, caddelerimiz ve meydanlarımız kamusal alanlardır. Bu ticarete, boydan boya trafiğe tahvil edilemez, kent bu değil kent demek kentlilerle ilgili bir şeydir. Bu yıkım süreci, bütün bu kamusal alanları ortadan kaldırdı. Bizim sokaklarımız, caddelerimiz, meydanlarımız insansız, sadece ticaretin ve turizmin, trafiğin alanına sunuldu. Biz bu alanları yeniden talep etmeliyiz. Sabahları işe giderken mutsuz insanlar duraklarda, akşamları işten dönen mutsuz insanlar duraklarda, hiçbir biçimde geleceğe dair ışıltılı bir güzellik görmüyoruz. Neden kamusal alanın yeniden talep edilmesini ve inşasını sokaklardan, caddelerden, meydanlardan istemeyelim? Neden duraklarda şairler işe giden insanlara şiirler okumasınlar, neden şarkılar söylenmesin, neden sanatçılar bunları yapmasın, neden insanlar bir araya gelip eğlenmesin? Biz mutsuz olmaya mahkum muyuz? Aslında semt meclisi ve kent konseyi de böyle bir şey. Ayrancı’ya ilişkin münhasıran bir uyarıda bulunmak isterim. Ben uzun yıllardır burdayım, 17 yaşından sonra hep Ankara’daydım, burada ve pek çok semtinde yaşadım, bu nedenle de kendimi Ankaralı hissederim. Dikkat edin, bir kültürel göç var, negatif bir kültürel göç. Ulus vardı eskiden, şimdi folklorik bir eleştiri yapmıyorum ama kriminal bir şey vardı, sonra o kriminal şey Sakarya’ya geldi, yani uyuşturucu ve benzeri suç gasp, kadına yönelik şiddet, kadınların gece dışarda gezememesine neden olan sosyal kültürel hayat. Konur Sokağı’na geldi, Olgunlar’a geldi ve şu an Ayrancı’ya geliyor. Bu negatif kültürel göç kriminal bir bozukluğu tarif eden bir zeminden bize geliyor. Bir turnusol kağıdına yağın damlaması gibi gittiği her yeri bozan bir negatif olay gelirken kadın hayatını tehdit ediyor, özgürlükleri kısıtlıyor! Dolayısıyla buraya ilişkin olarak bu göçün tehditi altındasınız. Sokağımızı, caddemizi, mahallemizi, bize ait olanı elimizde alan bu vahşi kapitalizm, yağmacı, talancı durumu tersine çevirecek bir şeye ihtiyaç var. Bir günlük yaşam pratiğine ihtiyaç var. Yarattığımız değerler cinsiyetçilik, türcülük, sömürü, tahakküm ilişkileri! Hala insan merkezli bir tartışma içindeyiz. Kentleşme tartıştığımız zaman otopark, kaldırım konuşuyoruz. Bu kentte kuşlar, ağaçlar, böcekler yok mu?
Ayrancı semt meclisi böyle bir deneyim yaratmayı, özgürleştirici, yaratıcı dinamizmi yaratmayı başarabilecek bir yer. Ayrancı semt meclisi buraya katılan hatta katılmayan herkesindir. Ümit ediyorum ki çok güzel bir yola çıktık ve güzel işlerle devam edeceğiz.”
Ali Necati Koçak, “Bir liste çalışması varsa listeyi, tek tek aday olanlar varsa aday olanların isimlerini alıp başlayacağız. Önce konuşmalar sonrasında da gerek görülürse açık veya kapalı oylama ile toplantımızı sonlandıracağız” diyerek adayların başvurularının beklendiğini belirtti.
Semt halkından birkaç yurttaş söz alıp mahallelinin dayanışmasının öneminin altını çizdi. Akademisyen Gülseren Adaklı’nın önerisi ile divan oluşturuldu, gönüllü kişiler divanda yerlerini aldılar. Ahmet Uçar söz alarak 26 kişilik bir liste çalışması olduğunu belirtti ve listedeki adayları açıkladı, başka aday olup olmadığı soruldu. Katılımcılar içinden iki kişi aday olmak istediklerini belirttiler. Semt meclisi katılımcılarının önerisi üzerine aday olan iki kişi de 26 kişilik listeye eklenerek 28 kişiden oluşan Yürütme Kurulu açık oylama yöntemi ile oylandı. Kimse reddetmedi veya aksi yönde görüş bildirmedi, böylelikle Ayrancı Semt Meclisi’nin ilk yürütme kurulu oybirliği ile göreve seçilmiş oldu. Ekipteki tüm arkadaşlarımıza başarılar diliyoruz. Mustafa Coşar’ın da belirttiği gibi en kötü örgütlülük en iyi örgütsüzlükten iyidir.
Ayrancı Semt Meclisi Yürütme Kurulu ilk toplantısını gerçekleştirdi
Ayrancı Semt Meclisi Yürütme Kurulu ilk toplantısını Semt Meclisi kuruluşunun akabinde 27 Kasım’da Ayrancı Bahar Evi’nde gerçekleştirdi. Yürütme Kurulu üyelerinin tanışmasının ardından semt meclisinin gündemi ve çalışma yöntemi üzerine konuşuldu. Toplantı her açıdan çok heyecan vericiydi. Semt için çalışacak gönüllü insanlar eminim dayanışmayı, bir arada yaşamayı, kolektif bir umudu körükleyecek, belki de Türkiye’de semt meclisleri başlığına yeni bir anlam katacak.
Mustafa Coşar’ın da dediği gibi birbirimize soracağız: Neden olmasın? Neden kamusal alanlarımızı, caddelerimizi meydanlarımızı istemeyelim ki? Buralar zaten bizim ve bizim kalması için bizden alınanları geri kazanmak için elimizden geleni yapacağız.
Sen de yurttaş olarak semt meclisinde görev al, çalışma gruplarına katıl ve geleceğe söz söyle!