Geçmişin unutulmayan tadı: Boza
Bir ses gelir bazı geceler sokaktan.
Soğuk kış geceleri ıssızlaşan sokaktan gelen o ses, çocukluğumuzun sisli anılarına açılan bir pencere gibidir:
BOOOO-ZAAAAA !..
Bir ses gelir bazı geceler sokaktan.
Soğuk kış geceleri ıssızlaşan sokaktan gelen o ses, çocukluğumuzun sisli anılarına açılan bir pencere gibidir:
BOOOO-ZAAAAA !..
“Ankara Caz Festivali 25 yıldır hiç durmadan düzenleniyor. Az da olsa devam eden bu mekanlarda hala caz yapılıyor ama yıllar boyu ayakta kalan kulüpler yok artık. Ankara müzisyen çıkarmaya devam ediyor fakat bir caz sanatçısı için mekan alternatifi eskiye göre çok az ve yıllarca aynı mekanda caz yapma devri çoktan bitti.”
Canan Aykent, Ayrancılı bir caz sanatçısı. Otuz yıldan fazladır vurmalı çalgılar çalıyor. Aykent ile sanat yaşamını hem de Ankara’nın yüz yıllık caz tarihi konuştuk.
“Ben açıkçası kahveden daha çok kitap satmaktan yanayım. Sattığım her kitap beni daha çok mutlu ediyor. Bu nedenle Ayrancılı kitapseverlerin daha çok kitapla buluşması için yeni düzenlemeler yapacağız.”
Kayseri’nin Develi İlçesi’nde sekiz yaşında bir saatçinin yanında çalışmaya başladım. Aklıma İstanbul’da yaşamak girdi. Kamyon kasasında İstanbul’a kaçtım çocuk yaşta. Kapalıçarşı’da esnaflık yaptım. 1973 yılının Eylül ayından beri Ayrancı’dayım. Ayrancı’nın ilk saatçisiyim. Bana altı ay ömür biçmişlerdi ama 73 yılından beri buradayım.
Arada bir es vererek sigarasından bir fırt çektiği uzun imzası meşhurdu. “A. Sezai Günışıldar” O, A nokta özellikle söylenirdi. Yardım severliği ön plandaydı. Çoğunlukla kapıcılardan para almaz, mahalleye gelenlerden, ‘hoş geldiniz’ der para almaz, mahalleden gidenlerden ‘güle güle’ der almaz, öğrencilerden almazdı, böyle çoğundan para almazdı.
Yaşları 30 ile 50 arasında olan hemen herkese okuma öğreten Cin Ali’nin şimdi müzesi var. Cin Ali müzesinde sergilenen her şeyin de bir öyküsü… Müzede duran pul ıslatma süngerinin bile.
Ayrancı semtimizde birkaç bağ evi varlıklarını hala sessizce sürdürürken, Kuloğlu Sokak’taki Şakir Bey’e ait olan Kınacızade bağ evi de uzun zamandır devasa bahçesinin içinde tarihe meydan okuyor. Bir zamanlar büyük babası mebus Şakir Bey ile Mustafa Kemal’in havuz başında sohbet ettiği, Kınacı ailesinin yıllarca kullandığı bu nadide bağ evi, yılların yorgunluğuna rağmen inatla ayakta dursa da restorasyon ihtiyacı aciliyet taşıyor.
Gelenek, görenekler çok önemli. Bizi biz yapan değerler bunlar. Sağlam gelecek inşası olacaksa köklerden beslenerek olmalı. Bir ağaç kökleri kadar vardır. Kökleriniz zayıfsa geleceğiniz olmaz.
Ayrancı’nın antikacı/eskicileri ile sohbetimizi bu sayımızda “Eskici” ile gerçekleştirdik. Ayrancı’da hepsi birbirinden farklı ve dinlemesi çok keyifli hikâyeleri olan çok sayıda antikacı/eskici var. Güzin Hanım ve Muharrem Bey ile de antikacılık ve eskicilik üzerine güzel bir sohbet gerçekleştirdik.