Ayrancı’da yürümek

İnsanlar önce temel ihtiyaçları için yürürken günümüzde daha çok spor yapmak ya da gezmek gibi amaçlarla yürüyüş yapmaktadır. Yürümenin güvenli olması kaldırımlardan tutun da tabelalara kadar birçok konuyu ilgilendirir. Araç öncelikli kentlerden yaya öncelikli kentlere geçiş sürecinde ulaşmak ya da gezmek için yürüme eyleminin gerçekleştirileceği mekânın yürümeye uygun olması gerekmektedir. Yürünebilir kent yaşanabilir kentin de göstergesidir.

Yürünebilir kent yaşanabilir kenttir:

İnsan ve çevre ilişkisi insanın erişebilir ve çevrenin ulaşılabilir olmasıyla doğrudan bağlantılıdır. İnsanın doğa ile iç içe yaşadığı dönemden doğayı bir rant aracı olarak gördüğü günümüze kadar mekânın dönüşümü insan eylemlerini de dönüştürmüştür. Önceleri insanlar barınmak, yiyecek bulmak ve güvenlik ihtiyaçları için uzun mesafeler yürürken günümüzde temel ihtiyaçlarını motorlu taşıt aracılığıyla karşılayıp spor yapmak ya da gezmek gibi amaçlarla yürüyüş yapmaktadır. Ancak yürüyüşün her türünde güvenli, konforlu ve sağlıklı olması gerekmektedir. 

1900’lü yılların sonuna doğru kentsel sorunlar iyice ayyuka çıktığında Avrupa Parlamentosu tarafından 1988 yılında Yaya Hakları Bildirgesi yayınlanmıştır. Bu bildirge yayaların güvenli ulaşımını sağlayacak güvenlik önlemlerinin alınması gerektiğini belirtir. Yürümenin güvenli olması kaldırımlardan tutun da tabelalara kadar birçok konuyu ilgilendirir. Hızlı kentleşme nüfusun kontrolsüz artışını ve çarpık yapılaşmayı beraberinde getirmiş, böylece kentler birçok soruna ek olarak yürünebilir olma niteliğini de kaybetmiştir. Özellikle otomobil üretimindeki artış, otomobil satışına teşvik için trafik kurallarının dahi motorlu taşıtlara yönelik olmasına yol açmıştır. Yürümek en doğal ve basit ulaşım aracıyken kentsel mekânın dönüşümü yürümeyi zor hatta imkânsız hale getirmiştir. 

Araç öncelikli kentlerden yaya öncelikli kentlere geçiş sürecinde ulaşmak ya da gezmek için yürüme eyleminin gerçekleştirileceği mekânın yürümeye uygun olması gerekmektedir. Yürünebilir kent yaşanabilir kentin de göstergesidir. Jacobs yaya ve araç trafiğinin birlikte aktığı cadde ve bulvarların insanları birbirine yakınlaştırdığını, buraların yaşamak için daha uygun olduğunu ifade etmiştir. Yürümek için sağlanması gerekenler uygun zeminli yürüme alanları ve kaldırımlar, yer yön işaretleri ve tabelalardır. Kentsel çeşitliliğin argümanları arasında da sayılan ve kent mobilyası olan tabelalar doğru yönlendirme, sokak, cadde ve mahalle adlarını belirtme, trafik kurallarını hatırlatma açısından gereklidir. Thierry Paquot Şehirsel Bedenler isimli kitabında şehrin yayayı fiilen okuyucuya dönüştürdüğünü ifade ederken ışıklı ve ışıksız tabelalardan bahseder. 

Tabela tahta veya sacdan yapılan, üzerinde belirtici, tanıtıcı bir yazı, sayı, im ya da resim bulunan levhadır. Tabelalar sokak, cadde ve mahalle gibi alanlarda yaya ve trafik güvenliğini sağlamanın yanı sıra kent kültürünün de bir parçasıdır. Tabelalar sayesinde kent okunulabilir bir hâl almakta ve bireyler daha kolay yönlerini bulmaktadır. Tabelaların konumu yayanın görüş açısı ve hızına uygun şekilde seçilmelidir. 

Kentteki sokak tabelaları kentte hatta ülkede yaşanmış sosyal ve siyasi birçok olaya atıf yapmaktadır. Özellikle İstanbul duvarlarını süsleyen tabelaların kent kültürüne etkisini değerlendirmek için birçok çalışma yapılmıştır. Bildirişim tasarımı ürünü adını alan tabelaların rengi, yazı şekli ve şeritleriyle okunaklı, estetik ve standart olduğu ifade edilmektedir. Tabelaların önemini vurgulayan ve kentimizde yapılan bir diğer çalışma ise tabela tasarımlarının halk oylamasına sunulmasıdır. Belediye ve Büyükşehir Belediyesi Kanunları tabela düzenlemelerine ilişkin maddeler içermektedir. Bu çerçevede yapılan oylama katılımcılığın, kent sakinleri için hayati olan ya da olmayan her konuda sağlanması yönünde önemli bir adımdır. Kırmızı ağırlıklı, beyaz yazılı ve siyah şerit tasarımlı tabelalar kent estetiğinin sağlanması için bir örnek hazırlanmış; sokak, cadde, meydan, bulvar gibi alanlara asılmıştır. 

Tabelalar, Ayrancı semti için işlevsel bir özellik taşımaktadır. Ayrancı semti kapsadığı beş mahalleyle birlikte yaklaşık 50 bin nüfusun ikamet ettiği 15 dakikalık mesafe içerisinde semt sakinlerinin ihtiyaçlarını yürüyerek veya bisikletle karşılayabileceği bir mekândır. Semtte yaptığımız bir online anketten edindiğimiz bilgilere göre semt sakinleri Ayrancı’nın oldukça güvenli bir mahalle olduğunu söylerken buranın en önemli sorunun kaldırımlar ve yürüme yollarının eksikliği olduğunu belirtmiştir. Seve seve yürümek ama bir hobi olarak ya da markete, manava, kasaba yürümek bu semtin sakinlerinin ortak özelliğidir. Güvenli yürümek için Ayrancı oldukça anlaşılır tabelalara sahiptir. 

Kentteki tabelalar yeterince anlaşılırsa ve doğru konumlandırılmışsa kente ilk kez gelen birinin kaybolması pek mümkün değildir. Tabelaları takip ederek hem yön bulmak hem bir kentin kültürünü anlamak hem de sokaklara/caddelere/meydanlara ismini veren kişileri tanımak mümkündür. Ankara Büyükşehir Belediyesinin tabelalara koyduğu QR kod tabelada ismi geçen kişinin hayat hikâyesini öğrenmemizi sağlar. Ayrancı’da da şair ve yazar isimlerinin, bürokratların, ülke başkanlarının, siyasetçilerin ve gazetecilerin isimlerinin yer aldığı tabelalar doludur. Ankara’nın en eski semtlerinden olan ve mahalle kültürünü hâlâ yaşatan Ayrancı semtinde tabelaların semtin kültürel ve mimari yapısına etkisi, tabelaları bir çalışma konusu olarak ele almayı gerekli kılmıştır.

Yazar Hakkında

+ Yazarın diğer yazıları
Ücretsiz E-Bülten Abonesi Olun

Yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir