Ankara genellinde özellikle ana cadde ve bulvarlar üzerindeki ağaçların budaması gerçekleştiriliyor. Ayrancı caddelerinde de gerçekleşen ağaç budamaları Ankara Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından yapıldı. Mahalleliden derin budamalar yapıldığı gerekçesiyle bazı eleştiriler de alan ekipler, geçmiş yıllarda özellikle Kuğulu parkta gerçekleşen derin budamalar sonucunda kuruyan ağaçları hatırlatıyorlar. Budamalar sonunda elde edilen kütük ve dallar ise belediye atölye ve fabrikalarında dönüştürülüyor.
Saatte 2 ton pelet üretiliyor
Kahramankazan’da bulunan Ova Fidanlığına üretim için bir tesis kuran Ankara Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden BelPlas AŞ, Başkent genelinde budanmış veya devrilmiş ağaçların parçalarını ve odun artıklarını topluyor. Tesise getirilen ağaç parçaları ve odunlar öğütülerek, toz talaş hâline getiriliyor ve kurutulmaya başlanıyor. Kurutulan talaşlar daha sonra sıkıştırılarak pelet hâline getiriliyor.
Ankara Büyükşehir Belediyesi, BelPlas AŞ, Kahramankazan Ova Fidanlığı
1500 metrekare kapalı alana kurulan tesiste, saatte 2 ton pelet üretilirken kereste özelliği taşımayan 10 bin tondan fazla atık odunun dönüştürüldüğü belirtiliyor.
Sosyal destek alan ailelere ve muhtarlıklara dağıtılıyor
Pelet; çevreci olmasının yanı sıra yanma süresi ve sağladığı enerji bakımından aynı miktarda ağaç odununa göre daha verimli olmasıyla öne çıkıyor.
Ankara Büyükşehir Belediyesi ürettikleri peleti, sosyal destek alan vatandaşlara ve muhtarlıklara yakacak olarak dağıtılıyor.
Bank, kuş yuvası, kulübe yapılıyor
Budama sonunda elde edilen iri kütükler ise Ankara Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı’nın Söğütözü’ndeki atölyelerinde işlenerek belediyenin parklarında kullanılmak üzere bank, kulübe, kuş yuvası üretiliyor.
Ayrancı’ya taşınalı bir buçuk yıl oldu. Şehir merkezine yakın olduğu halde sakin ve yeşilliğini korumuş bir semt olması nedeniyle eşimle tercih ettik. Ancak geldiğimizden beri evlerin eski olması gerekçesiyle yıkılıp yerine mahallenin dokusuna uygu olmayan yapılar yapıldığına şahit oluyoruz. Bazı binaların ufak da olsa yeşil alanları korunmuş, bazıları ise direk otoparka dönüştürülmüş. Mesela bizim evimiz ile komşu evler arasında daracık bir bahçe alanı var, fakat oradaki ağaçlar öyle güzel büyümüş ki evde perdeleri açınca karşı binayı görmüyoruz bile. Ayva ağacı var, ayvaları seyrediyoruz, saksağanların seslerini duyuyoruz. Şimdi bu dokunun yerine rezidans tarzı binalar yapılıyor. Bizimkisi gibi küçük ekosistemler oluşturmuş bahçelerin yerini çimle suni yeşillendirmeler alıyor. Tamam Ayrancı’da bir otopark sorunu da var ancak bu bir şehir planlaması ve kamucu ulaşım politikası sorunu. Araç fetişizmiyle bu iş çözülmez! Kentsel dönüşüm alanlarındaki inşaatların görgüsüzlüğü de canımızı sıkıyor. Şili meydanına giderken Kuveyt Caddesinin üzerinde bitmek bilmeyen böyle bir inşaat var, aylardır parka giderken ya çocuğumuzun başına ya geçen arabaların üzerine inşaat malzemesi düşecek diye korku geçiriyoruz. Sonuç olarak mahallede rantsal dönüşüme izin verilmemeli. Bu konuda yerel yönetime sorumluluğunu hatırlatmak için mahalleli örgütlenmeli.
“Müteaahit daha çok kar etmek için ağaç kesiyor, bu durumun kanunla durdurulması lazım”
Sedef Demirel
Bazı binalar çok eskidi değişmesi zorunlu ama müteaahit daha çok kar etmek için evlerin bahçelerini de kullanıyor. Bu durumun kanunla durdurulması lazım. Ben 1963 yılından beri Yeşilyurt Sokak’ta oturuyorum. Bu sokak tamamen bahçeli villa idi. Komşuluk ilişkileri çok nezihti. Esnafımızda çok iyiydi, şimdi de durur birkaçı. Çiçekçimiz, yorgancımız, taksimiz, saatçimiz. Sokaktaki küçük villalar 79-80’lerden itibaren yıkılıp apartman yapılmaya başlandı. Belediyenin de hiç ilgisi yok, sokaklar pis, çöplük içinde. Kırık dökük yollar. Ayrancımız çok güzel bir semtti, güvenliydi, saygılıydı insanlar birbirine. Apartmanlar arttıkça yozlaştı çoğu şey ama bazı şeyler korunuyor yine de.
“Bahçelerdeki bu ağaçları, eski sakinlerin yaşamlarına, mahalleye ve doğaya verdikleri müthiş önemin ve saygının kanıtı olarak görmekteyim”
Neriman Saygılı
Ayrancı’nın çok güzel ve çeşitli ağaçları var. Özellikle ön ve arka bahçelerinde. Yol kenarlarına da zamanın belediyesi tarafından çeşitli fidanlar dikilmiş. Şimdi çoğu ulu birer ağaç olarak duruyor. Ben bahçelerdeki bu ağaçları, eski sakinlerin yaşamlarına, mahalleye ve doğaya verdikleri müthiş önemin ve saygının kanıtı olarak görmekteyim. Belediye yetkilileri de zamanında çok ilgili olmalılar ki sokakları bol bol her türden ağaçla donatmışlar. Geçen yıllar pek çok şeyi de yıpratmış aynı eski bağ evleri gibi. Mahalle kültürü erozyona uğramış, bencillik yükselmiş. Kente saygı yerini para, pul hırsına bırakmış. İnsanlar birbirini sevmiyor artık. Sevginin azaldığı bir yerde doğa sevgisinden bahsedebilir misiniz? Dosta verilen değer araca verilen öneme dönüşmüş. Geçer akça para, pul oldu. İnsanlar aslında kaybettikleri öz saygılarını parlak şatafatlı arabaların içine sığınarak arıyorlar.
“Yeni binaların önü çim yapılıyor zaten”
İlyas Kantarcı
Ben 1971’den beri burada yorgancı dükkanı işletiyorum. Binalar çok eskidi ve zeminleri sakat. Yenilenmeleri gerekiyor. Bahçelere de zararı yok bence. Yeni yapılan apartmanların önleri çim yapılıyor zaten.
“4 senedir mahalledeyim, ben bile kesilen ağaçlar gördüm”
Bengül Şenler
Henüz 4 senedir bu mahallede oturuyorum. Ben bile bu süre zarfında binalar uğruna ağaçların kesildiğini gördüm. Ağaçları yok etmemeleri gerekiyor. Ben şahsen ağaçlardan yanayım. Ne kadar çok ağacımız olursa o kadar sağlığımız olur.
“Ayrancıdaki binalar rant nedeniyle yıkılıyor”
Ayşegül Erk
21 yıldır Ayrancılıyım. Ağaçların azalmasından çok mutsuz oluyorum. Ben aslında kentsel dönüşümün zorunlu olmadığına inanıyorum. Ayrancıdaki binaların yıkım nedenleri eskimesinden kaynaklı değil, rant nedeniyle yıkıldıklarına inanıyorum. Mahalledeki binalar müteahhite verilip yıkıldıkça tüm o güzel bahçeler de yok edilmiş oluyor.
“Kentsel dönüşüm nedeniyle ağaçların yok edilmesini belediye engellemeli”
Kaan Dorukçetin
Ben 1960 yılında Hoşdere Caddesi, 50 numaralı Radar Apartmanı’nda dünyaya geldim. Geçmişte Tirebolu ve Yazanlar Sokak’ta da oturdum. Şimdi ise Paris Caddesi’nde oturuyorum. Radar Apartmanı’ndaki evimiz kentsel dönüşüme girince oradan ayrılmak zorunda kaldım, sattık evi mecburen. Gerçekten bu çok üzücü bir şey. Ayrancımız’da zaten çok az olan bu yeşil bahçeler, sokaklardaki ağaçlar, kentsel dönüşümden dolayı yok ediliyor. Bununla ilgili belediyenin düzenleme yapıp bu soruna bir çözüm getirmesi gerekir.
“Kentsel dönüşüm evleri küçültüyor, küçük evler de mahallenin yapısını değiştiriyor”
Muzaffer Tunç (Kuaför)
Ben yaklaşık 50 yıldır bu mahallede kuaförlük yapıyorum. Ayrancıdaki evler çok eskidi. Bunların yenilenmesi gerekiyor mutlaka. Kentsel dönüşümden yanayım ama ev sahiplerinin evlerinin küçülmesi sorun yaratıyor ve 1+1 evlerin ortaya çıkması da mahalle yapısını değiştiriyor. Bunların önüne geçmek için apartmanların bir kat yükseltilmesi gerekiyor. Tabii ki bu arada civardaki ağaçlar da kesiliyor maalesef. Bu da başlı başına bir sorun. Gölge yapacak ağaç kalmıyor.
“Söz konusu inşaat olduğu zaman tüm yönetimler yeşil alan aleyhine tavır alıyorlar”
Ali E.
Büyüdüğüm Eskişehir’nden de şahit olduğum gibi kentsel dönüşüme giren o güzel iki-üç katlı evlerin ön bahçeleri otopark girişi yapılarak yok edildi. Ayrancı’da da benzer bir süreç işliyor. Söz konusu inşaat olduğu zaman tüm yönetimler yeşil alan aleyhine tavır alıyorlar. Partiler üstü bir durum var. Kanun yapıcı ve yöneticilerin tutum alması gerekiyor. Biraz da kültür meselesi bu aslında. Atatürk’ün Yalova’da tek bir ağacı kestirmemek için evi yerinden taşımasını örnek olarak veriyorlar ama uygulamada bu hassasiyet örnek alınmıyor. Pandemi’de bahçelerin ne kadar önemli olduğu tekrar fark edildi aslında. Mahalle sakinleri o bahçelerde nefes aldılar. Ayrancı’yı tercih etmemizin nedenlerinden birisi de kent içinde vaha gibi olması. Betondan ibaret bir mahallenin hiçbir anlamı ve avantajı yok. Bu bahçelerin önemi çok büyük.
“Oturduğum sokakta iki tane bahçeli bina vardı, oturan aileler toplaşır çay içerdi. Şimdi tek bir ağaç bırakmadılar”
Metin Sert (67 yaşında)
Mahalleyi bekleyen en büyük tehlike kentsel dönüşüm. Birbirine benzeyen tuhaf ve soğuk görünümlü evler mahallemizin dokusunu bozmakta. Oturduğum sokakta iki tane böyle bina yapıldı son yıllarda. Tek bir ağaç bırakmadılar. Oysa eski hallerinde çok güzel ağaçlar vardı. Hele de arka bahçesi çok yeşildi. Apartmanda oturan aileler beraber toplaşır çay içer, sohbet ederlerdi. Çocuklar oyun oynardı. Şimdi buz gibi beton oldu. Otopark yaptılar. Bir de önlerine göstermelik çim koydular yeşil alan diye. İçler acısı görünüm. Hiç uymuyor Ayrancıya. İnsanlar evlerini neden yıkıyorlar hiç anlamadım. Her şey maddiyat olmuş.
Kent yaşamında ağacın ve yeşil dokunun önemi daha fazla anlaşılmış durumda. Başkent Ankara halkının ağaç konusundaki bilinci ve birikimi Cumhuriyetin kuruluş yıllarına dayanır. Başkent’in kuruluş yıllarındaki yoğun yapılaşma ile birlikte ortaya çıkan sıcak, toz ve rüzgar halkın yaşamını olumsuz etkilemiştir. Yaşanan bu olumsuzluğun ağaçlandırma ile giderilebileceği anlaşılarak uygulamaya konulmuştur. Kent içindeki yolların, park ve bahçelerin ağaçlandırılmasıyla ortamın iyileştiğini, yaşamın güzelleştiğini anlayan halk, bu konuyu benimsemiş ve bilincine işlemiştir. Artık bahçesini sokağını kendi diktiği fidanlarla donatmaya başlamıştır. Günümüzde Ankara’nın yeşili öteki illerden fazla ve farklıdır.
Park, bahçe ve sokaklara dikilen fidanların, tür ve yer seçiminde kimi yanlışlıkların yapıldığını da belirtmeliyiz. İğne yapraklı/geniş yapraklı ağaç ağaççık türlerinden hangisinin/hangilerinin Ankara’nın iklim ve toprak koşullarına uygun olduğu, fidanlar arasındaki uzaklığın ne kadar olması gerektiği konusunda yeterince özen gösterilmemiştir. Bu söylenenler belediyeler için de geçerlidir. Fidanı dikip büyütmek, ağaç olmasını sağlamak kadar bunların bakımını yapıp korumak da önemli ve gereklidir. Kentimizin yollarında parklarında gezerken dikkatli gözlerle ağaçlara bakacak olursak; gelişigüzel budananların, üzerlerine çeşitli nesneler asılanların, yaralı ve çürüklerin, kurumuş dalları olanların, döşeme taşlarına sıkışanların vb. bulunduğuna rastlarız. Bunlar ağaçların bakımının yapılmadığını, budamanın zamanında ve tekniğine uygun olarak gerçekleştirilmediğini gösteren sonuçlardır. Aslına bakacak olunursa; park ve yollardaki ağaç varlığının bilinmediğini, ağaç envanteri ya da ağaç rölöve planının hazırlanmamış olduğunu göstermektedir. Park, bahçe, sokak, cadde ve bulvarların ağaç envanterinin yapılmasına bir an önce başlanması gerekir.
Kentimizde ve semtimizde sıklıkla karşılaştığımız ağaç budama ve kesme işlerinin yapımına ilişkin olarak kısa açıklamalarda bulunalım.
1. Apartman bahçelerindeki ağaçların kesilmesi ve budanması
Apartmanda karar alınmadan ve Orman İşletme Müdürlüğü’den izin işlemleri tamamlanmadan ağaç kesenlerin suç işlemiş olduğu bilinmelidir.
Ahmet Demirtaş
1.1- Apartman bahçelerindeki ağaçların kesilmesi
Apartman bahçesinde bulunan ağaç o apartmanın ortak varlığıdır. Apartmanın, kapısı, çatısı nasıl ortak varlığı ise ağaç da ortak ve canlı varlığıdır. (Bana göre ise: belirli bir yaş, büyüklüğe ulaşmış bir ağaç o mahallenin, semtin önemli bir ögesi olmuştur.) Ağacın kesilebilmesi için apartmanda kat malikleri toplantısı (Genel Kurul) kararı alınması ve yöneticiye yetki verilmesi gerekir. Tabi ağacın kesilmesi kararına haklı gerekçenin belirtilmesi beklenir. Kesilmesi düşünülen ağaç orman ağacı ise (Çam, göknar, dişbudak, akçaağaç vb.) Ankara Orman İşletme Müdürlüğü’nden izin alınması gerekir. İzinsiz kesilen ağacın yakalanması durumunda “kaçak” işlemi görür. Ağaç kesmek uzmanlık ve donanım gerektirir. Apartman bahçesindeki ağacın kesilmesi sırasında çevreye verebileceği zararlar iyi hesaplanmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır. Apartmanda karar alınmadan ve izin işlemleri tamamlanmadan ağaç kesenlerin suç işlemiş olduğu bilinmelidir.
1.2- Apartman bahçelerindeki ağaçların budanması
Apartman bahçelerindeki ağaç ve ağaççıkların budanması da işi bilenlerin yapması gereken bir işlemdir. Budama, ağaçların yapraklarını döktüğü (Ankara için kasım sonu aralık ayı) zaman ile yeniden büyümeye başladığı –uyandığı- (Ankara için mart başı) zaman aralığında yapılmalıdır. Budama ile ağacın gövdesine, çevredeki insan ve yapılara zarar verilmemeli ve aşırıya kaçılmamalıdır. Budama yapıldıktan sonra, budanan dallardan daha aşağılarda ağaç yeniden sürgün verirse, ağaç aşırı budanmış demektir. Budama yapılması konusunda da genel kurul kararı alınması ve yöneticiye yetki verilmesi yararlı olur. Böcek ve mantar hastalıklarının bulaşmaması amacıyla kesim yüzeylerine macun sürülmesi yararlı olur.
Yanlış budama – Servi / Kurtboğazı
Yanlış budama – Ladin / Seğmenler Parkı
Yanlış budama – Dişbudak / Karagöl
Yanlış budama – At Kestanesi / İncesu
2. Sokak ve caddedeki ağaçların kesilmesi ve budanması
Sokak ve caddelerdeki ağaçlar o kentin/kasabanın ortak varlığıdır. O nedenle bu ağaçların bakımı veya kesilmesi konusunda belediyeler yetkilidir. Sokak ve caddelerdeki ağacı belediye yetkilileri değil de yetkisiz bir kişi keserse suç işlemiş olur. Bunları belediyelere veya adli yetkililere bildirmek gerekir.
Yanlış budama – Çınar ve kavaklar / İran Caddesi
2.1-Sokak ve caddelerdeki ağaçların kesilmesi
Sokak ve caddelerdeki ağaçlar o kentin/kasabanın ortak varlığıdır. İşlevleri yönünden de (oksijen üretmesi, kirli havayı temizlemesi, güzellik katması) varlığı bütün toplumu ilgilendirir. O nedenle bu ağaçların bakımı veya kesilmesi konusunda belediyeler yetkilidir. Sokaklarda ilçe belediyesi, caddelerde anakent belediyesi yetkili ve görevlidir. Onlarca yıl emek verilerek büyümüş bir ağacın kesilmesine karar vermek için iyi araştırma yapılması gerekir. Bazı önlemleri alarak ağacın yaşaması sağlanabiliyorsa neden kesilsin? Ağacın kesilmesine karar verenler ağacı iyi bilen (orman mühendisi, ziraat mühendisi, peyzaj mimarı, botanikçi) mesleklerden olmalıdır. Çevreden gelen basit yakınmalara bakılarak ağaç kesilmemelidir. Devrilme, kırılma tehlikesi varsa veya ağaç kurumuş ise ağaç kesilebilir. Ancak kesilen ağacın yerine aynı türden yeni fidan dikilmesi unutulmamalıdır. Sokak ve caddelerdeki ağacı belediye yetkilileri değil de yetkisiz bir kişi keserse suç işlemiş olur. Bunları belediyelere veya adli yetkililere bildirmek gerekir.
2.2-Sokak ve caddelerdeki ağaçların budanması
Bu ağaçların budanması konusunda ilçe veya büyükşehir belediyeleri yetkili ve sorumludur. Ağaçların budanmasında amaç rüzgarın hızını azaltmak, daha fazla gölge yapmasını sağlamak olabilir. Bu ağaçların budanmasında da amaç doğru ve isabetli belirlenmelidir. Budamada aşırıya kaçılırsa ağacın kar ve fırtınaya direnci azalır. Devrilme ve kırılma riski artar. Unutulmaması gerek bir nokta ise budamanın sık yapılmamasıdır. 3-5 yıl arayla ve az dal kesilerek budama yapılmalıdır. Sokak ve caddelerdeki ağaçların budanmasını izlemek, halkın istemlerini toplamak bağlamında, muhtarlıkların ve mahalle/semt derneklerinin görev üstlenebileceklerini düşünüyorum. Hem yanlış ve olumsuz uygulamaları önlemek hem de zamanında ve yerinde doğru uygulamaları yaptırabilmek için bu yola başvurulması yararlıdır. Belediye yetkilileri dışında bazı kişilerin kafalarına göre budama yapması suçtur. Toplumun ortak varlığına zarar vermiş olurlar. Bunların belediyelere bildirilmesi gerekir.
Yanlış budama – Akkavak / Kuğulu Park
Budama: Amacı gerçekleştirmek üzere ağaçların kuru veya canlı dallarının uygun mevsimde, tekniğine uygun biçimde kesilerek uzaklaştırılması işlemidir.
Budamanın amaçları:
a) Kuru ve hastalıklı dalların kesilmesi ile güzel bir görünüm oluşturmak,
b) Ağaca özel biçim kazandırmak,
c) Meyve veya çiçek verimini artırmak,
d) Yayaların rahat yürümesini sağlamak, taşıt trafiğini kolaylaştırmak,
e) Yakındaki binalara ve tellere zarar vermesini engellemek
Tek, sıra veya küme olarak bulunan ağaçların budanmasında farklı uygulamalar söz konusudur. İğne yapraklı ve geniş yapraklı ağaçların yapısal özellikleri farklıdır. Çınar ağacı aşırı budamanın zararlarını yıllar içinde giderme yeteneğinde olmasına karşın karaçam bu yetenekten yoksundur.
Yanlış budama – Akkavak / Çayırhan
Aşırı budama ve ur / Toros Sokak
Aşırı budama, doğrama / Güvenlik Caddesi
Aşırı budama – Akçaağaç – Dişbudak
Not: Park ve bahçelerde tekil olarak bulunan iğne yapraklı ağaçlar (çam, ladin, göknar vb.) zorunluluk yoksa budanmaz. Topraktan tepeye değin dallı ve yapraklı olması daha da güzeldir.
Bu yazının çerçevesini oluşturan Ali Necati Koçak’a teşekkür ederim.