Bir mahalle arası tiyatrosu: Farabi Sahne

Her şehrin kerteriz olmuş noktaları, mekanları, sokakları vardır; Farabi Sokak da Ankaralılar için böyle sokaklardan biridir işte. Farabi Sokak’ta bir tiyatro mekanını fark ettiğimde böyle bir dikkatle baktığımı hatırlıyorum.

Devamını oku

Mahalle kültüründe yeni nesil kahve

Uzmanlarca 3. nesil kahvecilik olarak tanımlanan bu yeni dalgada; kahvenin ‘ayık tutma’ odaklı temel işlevi yerini gövde, asidite, canlılık gibi terimlerin kullanıldığı özel bir gastronomik deneyime bırakıyor. Şehir yaşamında her gün bir yenisi açılan butik kahveciler mahalle kültürüne katkı sunan unsurlarla öne çıkıyor. Ayrancı’da adresi adıyla müsemma mahalle kahvecisi Kuzgundokuz bunlardan birisi.

Devamını oku

Aduja: El yapımı çikolata

Çikolata bugünlerde Ayrancı Tirebolu Sokağı’nda küçük bir dükkanda imal ediliyor. Sahip olduğu köklü mahalle kültürünü; dayanışma anlayışı, farklılıklara duyduğu saygı ve yeniliklere açık olmasına borçlu olan Ayrancı, Aduja’nın da mahalle kültürüne sağladığı bu “tatlı” katkının farkında.

Devamını oku

Ankara’nın işgal günleri…

30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi ile İstanbul, İzmir başta olmak üzere pek çok kente İngiliz, Fransız ve İtalyan askerleri girmeye başlar. Bu dönemde pek bilinmese de Ankara da bu işgalden nasibini alır. Demiryollarını kontrol ve kentte asayişi sağlamak amacıyla
4 Aralık 1918 sabahı İstanbul’dan trenle gelen 200 İngiliz askeri istasyonu işgal eder. Ardından bir Fransız bölüğü kente girer, bir bölük İskoç süvarisi de Demirlibahçe’de konuşlanırlar.

Devamını oku

27 Aralık: Hangi şehrin tarihinde var ki?

Ankara, İstanbul Hükümeti tarafından atanan “işbirlikçi” Muhittin Paşa’yı vali olarak istemediği gibi, Onun yerine gönderilen Ziya Paşa’yı da kabul etmemişti. Peki ne yapmışlardı?
Kendilerine vali olarak, Yahya Galip’i seçmişler; sonuna kadar da arkasında durmuşlardı.
“Vali seçmek de nedir?” diye sorabilirsiniz…

Devamını oku

İğde ağacı: Eski bir mahallenin bildiğimiz öyküsü

Camdan dışarı bakıyorum, güzel bir ilk yaz sabahının erken saatleri. Yeni doğan gün, iğde ağacından yayılan baygın kokuyu da yanına katarak içime akıyor. Birazdan istenmese de yataklardan çıkılacak, kahvaltılar yapılırken camlardan dışarıya göz atılacak ve şimdilik herşeyin yerli yerinde olduğunu görmenin ferahlığı dudaklara kırık birer gülücük olarak konacak.

Devamını oku