Aduja: El yapımı çikolata

Yaklaşık 4000 yıl önce Honduras’lı yerlilerin kakao çekirdeklerinden elde ettikleri çikolata, önceleri özel günlerde tüketilen acı bir içecekti. Avrupa’ya gelmesiyle birlikte tüketimi yaygınlaşmış olan çikolata bugünlerde Ayrancı Tirebolu Sokağı’nda küçük bir dükkanda imal ediliyor, Aduja Artisanal Chocolate.  

Aduja isminin İtalyanca “Gianduja” yani kuruyemişin çikolata ile kullanımından türetildiğini ifade eden Derin Erbengi içinse Aduja; “başına buyruk, sofistike, stil sahibi, özgüvenli ve çekici bir kadın” anlamına geliyor. Derin’in macerası çikolata tadarak başlamış ve daha sonra profesyonel eğitimleri neticesinde kendi dükkanını açmış. Ayrancı’yı tercih etme nedeni ise doğduğu ve büyüdüğü yer olan İzmir Bostanlı’yı hatırlatıyor olması. 

Çikolatanın huzur ve mutluluk verdiği herkesçe bilinir. Geleneksel ya da modern her çağda çikolata iyi dileklerin iletim aracı olmuştur. Ancak günümüzde fabrikasyon üretim her şeyin ruhunu emdiği gibi çikolatanın da bu özel anlamını yok etmektedir. Böyle bir zamanda “Artisanal” yani zanaatkar çikolata yapmak çikolataya yeniden anlam kazandırmaktır. 

Sahip olduğu köklü mahalle kültürünü; dayanışma anlayışı, farklılıklara duyduğu saygı ve yeniliklere açık olmasına borçlu olan Ayrancı, Aduja’nın da mahalle kültürüne sağladığı “tatlı” katkının farkında. Hem genç bir kadının emeği hem de çikolatanın hoş anlamları göz ardı edilmemekte, çok sayıda Ayrancı sakininin Aduja’ya yolu düşmektedir. Derin de Ayrancı sakinlerine;

Ayrancılılar kesinlikle kaliteli çikolata nedir biliyor. Paketli ürünlerden neden farklı olduğunu anlatmama bile çoğu zaman gerek kalmıyor. Kendim de Ayrancı da oturuyorum zaten. İnsanın kendini ait hissettiği yerde olması ve çalışması gerektiğine inanıyorum. Bizi açılış günümüzden beri ziyaret eden tüm semt dostlarına teşekkürlerimi sunuyorum.

A D U J A 
Artisanal Chocolate
DERİN ERBENGİ
Tirebolu Sokağı No:36 Ayrancı
0533.055 22 15

Ankara’nın işgal günleri…

30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi ile İstanbul, İzmir başta olmak üzere pek çok kente İngiliz, Fransız ve İtalyan askerleri girmeye başlar. Bu dönemde pek bilinmese de Ankara da bu işgalden nasibini alır. Demiryollarını kontrol ve kentte asayişi sağlamak amacıyla
4 Aralık 1918 sabahı İstanbul’dan trenle gelen 200 İngiliz askeri istasyonu işgal eder. Ardından bir Fransız bölüğü kente girer, bir bölük İskoç süvarisi de Demirlibahçe’de konuşlanırlar.

Devamını oku

27 Aralık: Hangi şehrin tarihinde var ki?

Ankara, İstanbul Hükümeti tarafından atanan “işbirlikçi” Muhittin Paşa’yı vali olarak istemediği gibi, Onun yerine gönderilen Ziya Paşa’yı da kabul etmemişti. Peki ne yapmışlardı?
Kendilerine vali olarak, Yahya Galip’i seçmişler; sonuna kadar da arkasında durmuşlardı.
“Vali seçmek de nedir?” diye sorabilirsiniz…

Devamını oku

İğde ağacı: Eski bir mahallenin bildiğimiz öyküsü

Camdan dışarı bakıyorum, güzel bir ilk yaz sabahının erken saatleri. Yeni doğan gün, iğde ağacından yayılan baygın kokuyu da yanına katarak içime akıyor. Birazdan istenmese de yataklardan çıkılacak, kahvaltılar yapılırken camlardan dışarıya göz atılacak ve şimdilik herşeyin yerli yerinde olduğunu görmenin ferahlığı dudaklara kırık birer gülücük olarak konacak.

Devamını oku

On yıllık komşumuz: Necip Hablemitoğlu

Ayrancı ve civarının kalbimizde ailece apayrı bir yeri var. Burası ailemizin genişlediği, kızlarımızın büyüdüğü, en mutlu olduğumuz ancak en acı anılarımızın olduğu semt. Yine de anlamlı benim için, bir Ankaralı olarak şehrime, Ayrancı’ya haksızlık edemem, seviyorum bu şehirde yaşamayı.

Devamını oku

Kent-Simge Atakule

Ankara’nın önemli kent simgelerinden Atakule’yi tasarlayan Mimar Ragıp Buluç, 23 Ekim’de hayata gözlerini yumdu. Mimari değerini de aşarak kentin hafızasında yer eden Atakule, tüm kent gibi Ayrancı için de referans noktası olmaya devam edecek.

Devamını oku