Glasgow İklim Değişikliği Taraflar Konferansı ve gıda sistemi

Geçtiğimiz günlerde Glasgow’da yapılan konferansın sonuçları sadece kömür konusu ile ilgili hedefler çıkartmış olsa da gıda sisteminin değişimiyle ilgili ülkelere çok fazla iş düşüyor.

Karbon ayak izimizin azalması ve sıcaklık artışlarına bağlı kuraklıktan beslenmemizin etkilenmemesi için yerelde ve dünyanın her yerinde kendine yetebilen bölgeler yaratmalıyız. 

Konferanstan önce 4 hedef belirleyen BM Genel Kurulu bu hedeflerden sadece iki tanesini kabul ettirebildi. Yüzyılın ortasına kadar her ülke tahattüt ettiği hedeflere ulaşsa bile dünya +2 derece daha ısınmış olacak. Bu da gıda sistemimiz için oldukça riskli. Daha radikal çözümlere ihtiyacımız var.   

Küresel ısınmaya neler neden oluyor?

Sanayi devriminden sonra artan enerji yoğunluğu, nüfus, eknomik büyüme ve birim enerji başına düşen gaz salınımı dünyanın ısınmasına neden oluyor. 

Gıda sistemi ve küresel ısınma

2.5 milyon yıldır et tüketiminin beyin gelişimimiz üzerinde etkisi olsa da günümüzde tüketilen et miktarı sağlığımızı ve dünyayı tehdit ediyor. Gelişmekte olan ülkelerde et, zenginlik ve statü göstergesi olarak düşünülüyor. Ancak sayılarla baktığımızda etin bize maliyeti oldukça fazla.  

Tüm sera gazı emisyonlarının yüzde15’i et endüstrisi tarafından yaratılıyor.

Küresel olarak, her gün yaklaşık 200 milyon hayvan öldürülüyor.

Yaşam alanlarının yüzde 40’ı et üretimi için kullanılıyor. Bu da daha fazla ormanın et üretimi için kullanılmasına neden oluyor. 

Dünyadaki tatlı suların yüzde 27’si et ve süt üretimi için kullanılıyor.

Bir kilo biftek için 25 kilo tahıl ve 15 bin litre su gerekir.

Kullandığımız antibiyotiklerin çoğu çiftlik hayvanları için, ABD’de yüzde 80’e kadar 10 yıl içerisinde ölümlerin en büyük nedeninin antibiyotik direncinden olacağı öngörülüyor.

İşlenmiş  kırmızı et, kanser oranını arttırırken süt ürünleri ve balığın kanser oranını azalttığı görülüyor. 

Sağlıklı ve çevreye duyarlı  beslenme modeli hangisi? 

Sağlık sektöründe prestijli bir yere sahip Lancet dergisinin oluşturduğu İklim ve Beslenme Komisyonu, “planetary health diyeti: çoğunlukla bitkisel kaynaklı besinlerden, sınırlı düzeyde hayvansal kaynaklı besinlerin yer aldığı bir beslenme şeklini” öneriyor. 

Beslenme sistemi için bu komisyonun 3 önerisi bulunuyor: 

Küresel olarak ‘planetary health diyet’ modeline geçmek.

Gıda üretimi uygulamalarında iyileşme.

Gıda kaybı ve atığını azaltmak.

Bütün ülkelerin birleşerek sıfır emisyona ulaşmak için adımlar atması gerekiyor. Şu an için yapılacak en doğru yaklaşım siyasilerin çevreyle ilgili adım atmasını sağlamak. Sonrasında da kendi alışkanlıklarımıza ve etkileyebileceğimiz insanlarla etkileşime geçmek. 

Robert Swan, “Gezegenimiz için en büyük tehdit, onu bir başkasının kurtaracağına olan inançtır” diyor. Bizi kurtaracak bir kahraman yok, kendimiz bu sorunun üstesinden gelmeliyiz…

Kaynakça;

https://www.thelancet.com/journals/lanplh/article/PIIS2542-5196(19)30023-3/fulltext

https://www.gaplesinstitute.org/sustainable-diets/

Mevsimsel beslen sağlığını koru

Beslenme, coğrafya ve genetik yapıya göre değişir. Dünyanın neresinde olursanız olun sizden önceki neslin beslenme alışkanlıklarına göre beslenmek hem doğayı hem de kendi sağlığınızı korumanızı sağlar. Gıda ve Tarım Örgütü’nün yayınladığı kitapçıkta beslenme 5 ana kategoride ve şu alt başlıklarda inceleniyor:

Sağlıklı yaşam: Fiziksel aktivite, yeterli uyku, ruh sağlığı, hijyen koşulları, su güvenliği, sağlık hizmetlerine ulaşım, bilgi ve bakım, dengeli diyet.

Sağlıklı yeme seçimleri: Dengeli diyet, besin öğeleri, dengeli diyet oluşturabilme, kalori ihtiyacı, malnutrisyon, gıda etiketlerini okuma, sağlıklı yeme listesi.

Gıda güvenliği: Mikroorganizmaların sağlığımıza etkisi.

Sürdürülebilir diyetler: Yeme alışkanlıklarımızın çevreye etkisi, sosyal ve ekonomik etkiler, satın alma yöntemleri, sağlıklı yemek pişirme yöntemleri, sürdürülebilir yeniden kullanım ve imha çözümleri, yemeklerle ilgili bildiklerimizi hayatımıza uygulamak.

Aksiyon alma: Yöresel ve ulusal sivil toplum kuruluşlarında görev almak.

Sürdürülebilir diyetin birinci göstergesi, çevreye uyumlu yeme davranışıdır. Çevreye uyumlu yeme davranışının temelini  de coğrafyaya uygun mevsimsel beslenme şekli oluşturur. Mevsimsel beslenmenin doğaya, üreticiye ve tüketiciye birçok faydası var:

Mevsiminde yenilen gıda, doğru güneş ışığına ve mevsim koşullarına göre yetiştiği için hem lezzet açısından hem de besleyicilik açısından oldukça önemli. Örneğin üzümün olgunlaşması sırasında bir hafta çok sıcak bir dönem olur. Çiftçiler bilir ki o sıcağın nedeni üzümlerin olgunlaşması içindir.  

Mevsimsel beslenerek yerelde hangi mevsimde ne yetiştiğini bilirsiniz. Karbon ayak iziniz daha az olur. 

Daha ekonomiktir. Çiftçi mevsiminde üretim yaparken üretim maliyeti daha az olduğu için uygun fiyata ürünlerini satabilir. Tüketicinin gıda talebinin mevsimine uygun olması çiftçinin ekonomik durumu için de önemlidir. 

Mevsimsel beslenme, kent yaşamında hissettiğiniz doğadan uzaklaşma hissine biraz olsun iyi gelir. Çocuklarınıza her zaman her gıdaya ulaşamayacağımızı anlatmak beslenme ile olan ilişkisi için önemlidir. 

Sonbahar ve kış aylarına giriş yaptığımız bu günlerde, havalar soğumaya başladı ve günler kısaldı. Yazın bizi serinleten yiyecekler yerini çorba, tahıl, fındık gibi daha çok içimizi ısıtan yiyeceklere bıraktı. Kışa girerken bağışıklık sistemimize destek olacak meyvelere beslenmemizde yer vermek de önemli.

Kış hazırlıklarımızı yapmak için de az bir zaman kaldı. Domates konserveleri, sebze kuruları, turşular, yaprak sarma için asmalar, ezmeler, pestiller, meyve kuruları, erişte, tarhana… Doğanın bize sunduklarını anladığımızda ve onun bir parçası olduğumuzu kabul ettiğimizde biz de kendimize nelerin iyi geldiğini anlayabiliriz. 

Mevsimine uygun, içinizi ısıtacak detaylı bir tarifi yazımın sonuna ekliyorum! Şimdiden afiyet olsun, geri dönüşlerinizi bekliyorum.

Bouquet Garni

 1. Pırasa, maydonoz sapı, kereviz sapı ve taze kekik eşit boyda kesilir. 

2. Pırasa, tek tarafından uzunlamasına kesilir. 

3. Maydonoz sapı, kereviz sapı, taze kekik ve defne yaprağı pırasanın içine koyularak sarılır. 

4. Pırasa içindeki sebzelerin dağılmasını önlemek için mutfak ipiyle bağlanır.

Sebze Stock 

1. Suyun 2 litresi tencereye alınır. 

2. Havuç, pırasa, soğan, sarımsak ve kereviz sapı iri küpler halinde doğranır. 

3. Doğranan sebzeler, karanfil, beyaz biber ve bouquet garni suya ilave edilir. 

4. Tencerenin altı kısık ateşte bırakılıp yaklaşık 2-3 saat kaynamaya bırakılır. 

5. Kaynama süresi içerisinde üzerinde biriken köpükler kevgir yardımı ile alınır. 

6. Kaynama işlemi tamamlandıktan sonra 0,7 mm mutfak süzgeci (chinois) yardımıyla ayrı bir tencereye süzülür.

Balkabağı Çorbası 

1. Küp kesilmiş mor soğan ile sarımsaklar zeytinyağında kavrulur. 

2. Daha sonra iri parçalar halinde kesilmiş tatlı patates, zencefil, kişniş ve balkabağı püresi ilave edilerek kavrulmaya devam edilir. 

3. Kavurma işlemi bitince bal kabağının içine sebze stock eklenir. 

4. Sebze suyu ilave edildikden sonra 15 dk daha kaynatılır. 

5. Patatesler ve soğanlar piştikten sonra tuz ve beyaz biber ile tatlandırıp, el blender yardımı ile pürüzsüz bir kıvam alana kadar çekilir. 

6. 5 dk daha düşük ısıda kaynatılıp kavrulmuş çam fıstığı ve kabak çekirdeği, roka ve hindistan cevizi kreması ile servis edilir. Afiyet olsun!

Tarif: Gastro Metro Dergisi
Kaynak: file:///C:/Users/dytha/Downloads/Metro%20Promosyonlar%20-%20Bitkisel%20ve%20Vegan.pdf
https://www.fao.org/3/i6590e/i6590e.pdf
https://www.bugday.org/blog/neden-mevsimsel-beslenmeliyiz-hangi-ayda-hangi-meyve-sebze-yetisir/