Ayrancı’da Kentsel Isı Adası Etkisi: Mahallemizden çıkan dersler

Kentsel yaşam sağladığı konfor ve kolaylıklarıyla hayatımızı şekillendirirken, artan sıcaklıklar, azalan yeşil alanlar ve betonarme yapılarla iklim değişikliğinin yükünü de ağırlaştırıyor. Şehirlerde, özellikle binaların yoğun ve yeşil alanların az olduğu yerlerde sıcaklıklar daha yüksektir, bu durum “kentsel ısı adası” olarak bilinir. Bu sorun sadece dünya çapında değil, Ayrancı semtinde de hissediliyor. Yaz mevsiminin en sıcak döneminde kaldırımda yürürken niçin gölge alanlar arıyoruz? Parklarda zaman geçirirken niçin gölge alanlar seçip rahatlıyoruz? Tüm bu soruların cevabı bizlere ısı adası etkisine karşı yeşil alanların önemini gösterir nitelikte. Hem küresel hem de yerelde kendini hissettiren ısı adası sorununa dikkat çekmek ve çözümler üretmek için 16 Kasım 2024 tarihinde düzenlenen Kentsel Isı Adası Çalıştayı önemli bir adım oldu. Çalıştay, Ayrancı’nın hem yeşil alanlarıyla öne çıktığını hem de hızlı şehirleşme, artan betonlaşma ve altyapı sorunları gibi modernleşmenin getirdiği zorluklarla mücadele ettiğini gösterdi. 

Ayrancı’daki çevresel sorunları ve kentsel ısı adası etkileri hakkında daha fazla bilgi edinmek için 89 mahalle sakininin katılımıyla online bir anket yaptık. Anket sonuçlarına göre, mahalle sakinleri çevresel sorunlardan endişe duyuyor ancak “kentsel ısı adası” kavramı hakkında çok fazla bilgiye sahip değiller. Bu durum, daha fazla farkındalık çalışmasının gerekli olduğunu gösteriyor.

 Isı adası sebepleri ve çözümleri

Çalıştay ve anketin sonuçlarına göre, ısı adasının etkisini artıran en önemli faktörler “betonlaşma”, “rüzgar hareketlerini engelleyen yüksek yapılar” ve “azalan yeşil alanlar”dır. Katılımcılar, ağaçlandırma projelerinin hızlandırılmasını, yeşil çatılar gibi doğa dostu uygulamaların yaygınlaştırılmasını ve sürdürülebilir enerji projelerinin desteklenmesini öneriyor. Bu öneriler, sadece Ayrancı değil, aynı zamanda Ankara’nın diğer mahalleleri için de örnek olabilir. Anketin sonuçları, yüksek sıcaklıkların insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri konusunda da endişe yaratıyor. Katılımcılar, sıcak çarpması, solunum sıkıntısı ve uyku sorunları yaşadıklarını söyledi. Bu, kentsel yenileme projelerinin hem estetik hem de insan sağlığı göz önünde bulundurarak yürütülmesi gerektiğini gösteriyor. 

Çözüm için çalışma ve sorumluluklar

Ankette çözümün farklı aktörlerin işbirliği ile mümkün olduğu belirtiliyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, belediyeler, semt meclisleri, sivil toplum kuruluşları ve mahalle sakinleri bu aktörler arasında yer almaktadır. Özellikle belediyelerin, betonlaşmayı azaltılması, yeşil alanların korunması ve genişletilmesi, toplu taşıma altyapısının güçlendirilmesi gibi somut adımlar atması bekleniyor. Mahalle sakinlerinin de sorumluluklarını yerine getirmeye hazır olması gerektiği vurgulanıyor. Sürece katkıda bulunanlar, ağaçlandırma projelerine katılım, enerji tasarrufu ve çevre dostu yaşam alışkanlıkları geliştirebilir.

Ayrancı’nın çevresel sorunları, sadece yöneticilerin değil, tüm insanların ortak çabasıyla çözülebilir. Çalıştay ve anket sonuçları, mahalle ölçeğinden başlayarak daha büyük bir değişimin gerçekleşebileceğini gösteriyor. Ayrancı’da ısı adası etkisini azaltmak ve daha sağlıklı bir gelecek için işbirliği, sürdürülebilir projeler ve farkındalık sayesinde mümkündür. 

Ne durumdayız?

Ayrancı, sahip olduğu doğal ve sosyal yapısıyla kentsel sorunlarla mücadele açısından birçok avantaja sahip. Yeşil alanların diğer mahallelere kıyasla daha fazla olması, Dikmen Vadisi gibi serinletici doğal bölgelerin varlığı ve genel bina yüksekliklerinin düşük olması mahallemizin diğer alanlara kıyasla daha fazla nefes alabilmesini sağlıyor. Burada kent sorunlarıyla mücadelede önemli bir faktör olan farkındalık açısından mahalle sakinlerinin çevreye duyarlılığı da çözüm odaklı projeler için önemli bir fırsat yaratıyor.

Öte yandan, hızlı betonlaşma, eski binalardaki yalıtım eksiklikleri ve trafik yoğunluğu gibi sorunlar, ısı adası etkisini artırıyor. Yeşil alanların azalması da mahallemizin doğal serinletici gücünü zayıflatıyor. Bu sorunlar, hem çevre koşullarını hem de mahalle sakinlerinin yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. 

Ancak, çevre dostu projeler için büyük bir potansiyele sahibiz. Mahallemizde daha fazla yeşil çatı, dikey bahçe gibi uygulamalar yapılabilir ve eski binalar modern yöntemlerle iyileştirilebilir. Toplumsal farkındalığın artırılması ile birlikte daha fazla kişinin bu sürece katılımı sağlanabilir.

Elbette, iklim değişikliği, kuraklık ve aşırı hava olayları gibi sorunlar bizleri zorlamaya devam ediyor. Ancak mahalle sakinleri olarak birlikte hareket edersek bu sorunların etkilerini azaltabilir ve Ayrancı’yı yaşam kalitesi daha yüksek bir mahalle haline getirebiliriz.

Küresel sorunlara yerelden çözüm

Kentsel ısı adası etkisi, yalnızca Ayrancı’nın değil, dünyanın pek çok yerinin sorunu. Ancak bu küresel soruna, mahallemizden başlayarak yerel çözümler üretmek mümkün. Unutmayalım ki küçük ölçekli projeler, büyük değişimlerin ilk adımıdır. Bizler, yaşadığımız mahalleye sahip çıkarak, doğaya daha fazla yer açarak ve modern yaşamın getirdiği sorunlarla mücadele ederek sadece kendimiz için değil, gelecek nesiller için de daha sağlıklı bir çevre yaratabiliriz.

Birlikte daha serin bir gelecek

Çalıştaydan ve anketten çıkan sonuçlar, mahalle ölçeğinde başlayarak daha geniş çaplı bir değişim yaratabileceğimizi gösteriyor. Kamu, sivil toplum ve birey iş birliği ile Ayrancı’da kentsel ısı adasının etkisini azaltabilir, mahallemizi geleceğe daha sağlıklı bir şekilde taşıyabiliriz. Her bireyin çabası bir fark yaratır. Gelin, hep birlikte Ayrancı’da bu farkı yaratalım.

Ayrancı Kentsel Isı Adası Çalıştayı Politika Metni Ayrancı: Ankara için bir model

Ayrancı, sahip olduğu mevcut yeşil altyapı, diplomatik ve sosyal donatı alanları ile Ankara için bir model oluşturma potansiyeline sahiptir. Çalıştayda geliştirilen öneriler ve hazırlanan politika metni, yalnızca Ayrancı’nın sorunlarına çözüm üretmekle kalmıyor; aynı zamanda bu semti Ankara’nın diğer bölgeleri için bir model haline getiriyor. Mahalle ölçeğinde başlatılan bu adımlar, kentsel ısı adası etkisi ile mücadelenin başarılı bir örneği olma yolunda ilerlemektedir. Ayrancı, güçlü toplumsal yapısı ve doğal varlıklarıyla Ankara’nın yeşil geleceğini şekillendirecek öncü bir mahalle olarak öne çıkmaktadır.

Politika Metni

Bu politika metni, Ayrancı’daki kentsel ısı adası etkisi ve iklim krizi ile mücadelede bilimsel, sosyal ve yönetimsel bir çerçeve sunmaktadır. Doğa tabanlı çözümler, toplumsal katılım, altyapı geliştirme ve yönetimsel iş birliği ile sürdürülebilir bir şehir vizyonu mümkün kılınabilir. Bu öneriler, yalnızca Ayrancı için değil, benzer sorunlar yaşayan diğer kentler için de örnek teşkil edecek niteliktedir.

 Ankara’nın Ayrancı semtinde düzenlenen “Kentsel Isı Adası Etkisi ve İklim Krizi ile Mücadele” temalı çalıştay, kentsel çevre sorunlarına yönelik kapsamlı ve bütüncül çözümler geliştirmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalıştay, Türkiye’nin ulusal hedefleri, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin vizyonu ve ilgili kamu kurumlarının politikalarıyla uyumlu bir şekilde, 12. Kalkınma Planı, Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planları (SECAPlar) ve 2053 Net Sıfır Emisyon hedeflerini destekleyen somut öneriler sunmayı amaçlamıştır.

 Ayrancı, yoğun kentsel yapılaşmaya rağmen zengin yeşil alan potansiyeline sahiptir. Ancak, mahalledeki yeşil alanlar üzerindeki tehditler, kentsel dönüşüm süreçleriyle birlikte artmaktadır. Çalıştay sırasında yapılan analizler ve tartışmalar, kentsel ısı adası etkisinin nedenlerini, çözüm yollarını ve bu etkilerin mahalle sakinleri üzerindeki sosyal, sağlık ve çevresel sonuçlarını kapsamlı bir şekilde ele almıştır.

Yoğun yapılaşma, betonlaşma ve asfalt yüzeylerin artışı, mahalledeki sıcaklık farklılıklarını tetiklemektedir. Yeşil alan eksikliği, yaz aylarında sıcaklık artışlarını kontrol edilemez düzeye getirmekte ve mikro iklim üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Trafik yoğunluğu ve endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanan atık ısı, kentsel sıcaklık seviyelerini artırmaktadır.

 Tropik gün sayısındaki artış (23°C’nin üzerinde gece sıcaklıkları) ve düzensiz yağış rejimleri, yerel altyapının sınırlarını zorlamaktadır. Yağmur suyu yönetimi eksikliği, sel ve taşkın risklerini artırırken, yeraltı su kaynaklarının tükenmesine yol açmaktadır. Biyolojik çeşitliliğin azalması, doğal ekosistem hizmetlerini zayıflatmaktadır.

Kalkınma Planı, çevre ve sürdürülebilirlik konularına öncelik vermektedir. Plan, kentsel alanlarda doğal varlıkların korunmasını ve iklim değişikliğine karşı dirençli altyapı sistemlerinin geliştirilmesini öngörmektedir. Bu bağlamda, Ayrancı çalıştayı kapsamında önerilen doğa tabanlı çözümler ve yeşil altyapı projeleri, planın hedefleri ile örtüşmektedir. Ayrıca, 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda, enerji verimliliği ve karbon salınımını azaltmaya yönelik politikalar, çalıştay sonuçlarında belirgin bir şekilde yer almıştır.

 Ankara Büyükşehir Belediyesi, SECAP doğrultusunda, kentsel sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğine uyum konularında aktif bir rol üstlenmiştir. Belediye, yeşil alanların artırılması, enerji verimliliği projelerinin teşvik edilmesi ve toplumsal farkındalık kampanyalarının yürütülmesi gibi uygulamalarla, kentsel ısı adası etkisini azaltmayı hedeflemektedir. Ayrancı semtindeki mevcut yeşil alanların korunması ve yeni alanların yaratılması, bu hedeflere ulaşmada kritik öneme sahiptir.

 Doğa tabanlı çözümler, çalıştayda vurgulanan ana strateji olarak öne çıkmıştır. 

Betonlaşmış alanlarda doğal serinletici etkiler yaratmak için yeşil çatı uygulamaları ve dikey bahçeler teşvik edilmelidir. Ankara’nın ekolojik koşullarına uygun bitki türleri seçilerek yeşil alanlar artırılmalı ve karbon tutma kapasiteleri artırılmalıdır. Yağmur suyu toplama sistemleri yaygınlaştırılarak suyun etkin kullanımı sağlanmalı ve taşkın riski azaltılmalıdır.

Mevcut ağaç varlıklarının envanteri çıkarılmalı ve dijital olarak izlenebilir hale getirilmelidir. Yeni yapılaşmalarda yeşil altyapı standartları zorunlu hale getirilmelidir. Kentsel planlamada geçirimsiz yüzeyler yerine su geçiren materyaller tercih edilmelidir.

Mahalle sakinleri, kentsel ısı adası etkisi ve doğa tabanlı çözümler konusunda bilinçlendirilmelidir. Yeşil alanların erişilebilirliği artırılmalı, dezavantajlı gruplar için özel düzenlemeler yapılmalıdır. İklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik etkinlikler ve bilgilendirme çalışmaları artırılmalıdır.

Ankara Büyükşehir Belediyesi ve ilgili kamu kurumları arasında güçlü bir koordinasyon sağlanmalıdır. Avrupa Birliği projeleri ve dış kaynaklı fonlar kullanılarak doğa tabanlı çözümler finanse edilmelidir. Üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları, bilimsel araştırmalar ve toplumsal projelerle sürece dahil edilmelidir.

2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda, kentsel alanlarda karbon salınımının azaltılması büyük önem taşımaktadır. Ayrancı’daki doğa tabanlı çözümler ve kentsel planlama önerileri, bu hedefin gerçekleşmesine katkı sağlayacak niteliktedir. Özellikle, yeşil altyapı projeleri ve enerji verimliliği uygulamaları, kentsel sürdürülebilirlik için kilit rol oynamaktadır.

Ayrancı’da Kentsel Isı Adası Etkisi Çalıştayı, kentsel ısı adası etkisi ve iklim krizi ile mücadelede yenilikçi ve uygulanabilir çözümler sunmuştur. Türkiye’nin ulusal politikaları ve 2053 hedefleriyle uyumlu olan bu öneriler, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve diğer paydaşlar için önemli bir rehber niteliğindedir. Doğa tabanlı çözümler, toplumsal katılım, altyapı geliştirme ve yönetimsel iş birlikleriyle sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek mümkündür. 

Bu çalıştayda belirlenen stratejiler, yalnızca Ayrancı için değil, Türkiye genelinde benzer sorunlar yaşayan tüm şehirler için örnek teşkil etmektedir.

Doğa Tabanlı Metropoliten Stratejiler: İmrahor Vadisi Uygulama Projesi Atölyeleri yapıldı

Kent-Lab Derneği’nin yürütücülüğünü yaptığı Ankara Kent Konseyi’nin eş başvuran olarak yer aldığı ve UNDP SGP GEF Küçük Destek Programı tarafından desteklenen uygulama projesinin Atölye çalışmaları 25 Aralık 2024 tarihinde Ankara Kent Konseyi Salonu’nda yapıldı.

Ayrancım Derneği’nin de Ali Necati Koçak ile katılım gösterdiği programın açılış konuşmaları, Kent-Lab Genel Sekreteri E. Serdar Karaduman, AKK Başkanvekili Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin, AKK Çevre ve İklim Meclisi Sözcüsü Ömer Şan tarafından yapıldı.

Prof.Dr. Nilgül Karadeniz’in moderasyonunu yaptığı “Doğa Tabanlı Kentsel Tasarım ve Peyzaj Uygulamaları Atölyesi”nde, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nden Doç.Dr. Şule KısakürekKavramsal Çerçeve: Doğa Tabanlı  Çözümler ve Örnekler” Kent-Lab Proje ekibi “DTÇ Gösterge Setleri” ve Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Volkan MüftüoğluSu Hasadı” başlıklı sunumlar yaptı. Atölye Ankara’da yeşil alanlarda su hasadı ihtiyaçlarının konuşuldu.

Atölye çalışmasının Doç.Dr. Zühal Dilaver’in yönettiği 2.oturumunda, Doç.Dr. Ayşe Kalaycı Önaç video kaydı aracılığıyla “Kentsel Tasarımda DTÇ”, Doç.Dr. Zühal Dilaver DTÇ ve Bitki İlişkisi” başlıklı sunumlar yaptılar. Atölyede Ankara’da yeşil alanlarda yerel bitki türleri kullanımının ihtiyaçları tartışıldı.

E.Serdar Karaduman tarafından moderasyonu yapılan Kaynak Kullanımı ve Katılımcılık Atölyesi moderatörün “Katılımcılık ve DTÇ Ağı” sunumu ile başladı, ardından Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin AKK Deneymi başlıklı bir sunum yaptı. Ardından Cem Nuri Aldaş “DTÇ Ağı-Dijital Katılım Platformu ve Gül AkkayaYeşil Alanlarda Ankara Deneyimi” başlıklı sunumlar yaptılar. Atölye “Yerel Yönetimlerde DTÇ: Güçlükler” konulu bir tartışma ile son buldu.

Atölye çalışmalarının sürprizi Bursa Teknik Üniversitesi Ekolojik Farkındalık Topluluğu üyesi 15 öğrencinin Araş. Gör. Buse Nur Çırak ile Bursa’dan gelerek toplantıya katılması oldu. Atölyede AKK Çevre İklim Meclisi bileşenleri, ABB Çevre Koruma Daire Başkanlığı Yeşil Alanlar Şube Müdürlüğü ve Afet İşleri Daire Başkanlığı temsilcileri, Ayrancım Derneği ve diğer sivil toplum örgütü temsilcilerinin yanı sıra Türkiye Belediyeler Birliği uzmanları ve AÜ Peyzaj mimarlığı öğrencileri katıldı.