Kadıköy’de kentsel dönüşüme giren yapılardaki sanat eserlerinin korunması için belediye meclis kararı

Kadıköy’de kentsel dönüşüme giren yapılardaki sanat eserlerinin korunması için bir belediye meclis kararı yayınlandı. Meclis kararının gerekçesini ve kent kültürünün korunmasında kültürel varlıkların önemini Kadıköy Belediye Meclis Üyesi Mimar Barış Antik ile konuştuk.

-Öncelikle sormak istiyorum, konu belediye meclis gündemine nasıl geldi?

Kadıköy bildiğiniz üzere kentsel dönüşümün yoğun bir şekilde devam ettiği bir ilçe. İlçemizde yapı stoğu her dönem kendi dönemine göre mimari açıdan nitelikli örnekler barındırıyor. Ne yazık ki son 20 yılda bu nitelik de ranta kurban edilmeye başlandı. Mimari nitelik giderek düşmekte. 50-90 arası diyebileceğim dönemde daha nitelikli mimari yapılarla karşılaşıyoruz, bu yapılar da beklediğimiz İstanbul depremi için risk arz ediyor. Dönüşüm esnasında bu eserlerin hafriyat haline gelmesi Kadıköy halkının hassasiyeti, sosyal medyanın da etkisiyle gündemimize girdi. Kadıköy Belediyesi’nin (Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu) KUDEB ekibi sürece çok büyük emek verdi. Hızlı bir şekilde meclisimize getirdi, komisyonlarda görüşüp kararı kesinleştirdik. Bu karar Kadıköy halkının kent hafızasına olan hassasiyeti ve KUDEB ekibimizin olağanüstü çalışmasının eseridir. Her şeyden önce KUDEB ekibine teşekkür etmemiz gerekir. 

-Binalardaki eserlerin korunmasıyla ilgili gerekçeniz nedir?

Günümüzde kentsel yenileme kapsamında yapılan çalışmalarda özellikle hedef alınarak yenilenen yapı grubu çoğunlukla 1950 – 1990 arası dönemde ortaya konan yapılardır. Bu yapılarda iç mekânlarda tavan, kapı, yer döşemeleri bile oldukça incelikle seçilir. Dış cephelerde ise her türlü süsleme elemanı bazen tüm cepheleri kaplayacak şekilde, bazen de belli noktada cepheye işlenmiş olarak yer alır. Yapılar önceki dönemlerin aksine daha renkli, daha keyifli bir görüntü oluşturur. Özellikle Feneryolu, Göztepe, Erenköy, Suadiye gibi popüler yerlerde yapılan inşaatlarda cephelerde sıva veya boya yerine, mozaik ve seramik vb gibi kaplama malzemeleri kullanılmaya başlanmıştır. 

Yapıların dış cephelerinde bazen mozaik, bazen alçı ya da seramik kalıplarla yapılmış süslemeler çoğunlukla sanatçı imzasını da barındırır. Dönemin tanınan ressamlarına, seramik sanatçılarına siparişler verilir. Bazı binalarda bu süslemenin yer alacağı alan şematik olarak projede gösterilirken, bazılarında ise hiç yer almaz. Tamamen bir müşteri-sanatçı ilişkisi içinde, mimari bir dekor olarak satın alınan bir sanat eseri söz konusudur.

Bu eserler kent hafızasının önemli özgün parçalarıdır. Yapılar tasarlanırken böyle özgün sanat eserleriyle birleştirilmesi bahsettiğim gibi özellikle bazı semtlerimizde gelenek haline gelmekten öte, mimari niteliği, o niteliği özgeleştirmek için verilen emeği de bizlere hatırlatıyor.

Bu ve benzeri kararlar ile hem kent hafızası aktarılacak hem de inanıyorum ki, son 20 yılda düşen mimari niteliğimiz konusunda uygulayıcıları daha sorumlu davranmaya teşvik edecek. Yerel yönetimin de bu meseleye eğilmesi şart. Salt rant politikası ile inşa edilen yapıların mimari niteliği düşüyor. Maliyetten bağımsız olarak bir bilinç meselesi bu durum. Yeni yapılan yapılar yıllarca orada duracak ve ne yazık ki mimari nitelikten ziyade ranta dayalı şekilde devam eden bir yapılaşma süreci var.

Sökümü yapılan süslemelerin tasnifi.

-Bu eserleri nasıl koruyacaksınız, ne yapacaksınız, korumanın kente nasıl bir faydası olacak?

Öncelikle bu emsali olmayan bir karar olduğundan, KUDEB ekibimiz, oradaki sanat tarihçimizden mimarlarımıza usul ve yöntemleriyle beraber uygulanabilir hale getirmek ve bürokratik olarak süreci somutlaştırmak için ciddi bir iş ortaya koydular. Bir emsal yarattılar. Süreç şöyle işleyecek;

•Nitelikli süsleme ögelerini barındıran yapıların kentsel dönüşüm kapsamında yıkımı yapılmadan önce, Afet Müdürlüğü / Yapı Kontrol Müdürlüğü tarafından tespitinin yapılarak İmar ve Şehircilik Müdürlüğü, KUDEB’na gerekli bildirim yapılacak.

•KUDEB teknik elemanlarınca yerinde inceleme yapılarak, hem yapının hem de süsleme ögesinin durumuna göre yöntem belirleyecek.

•Mülk sahipleri/Müteaahhit tarafından süslemenin sökümü sırasında uygulama sorumluluğunu üstlenecek bir mimar/inşaat mühendisi belirlenerek KUDEB’na bildirilecek.

•KUDEB ve teknik uygulama sorumlusu denetiminde belirtilen tarih ve saatte süsleme ögesinin/ögelerinin bilimsel metodlarla yapıdan ayrıştırılmasının sağlayacak.

•Sökümü yapılan süslemelerin malzeme cinsi ve parça niteliğine göre korunarak muhafazası için bir yöntem belirlenecek.

Yeni yapının proje tasarımı aşamasında, süsleme öğesinin yapıda ya da parsel içinde değerlendirilmesi için öneri oluşturulması, Proje Tasdik Bürosu tarafından projelerin bu notla kabul edilmesi ve önerilerin Estetik Komisyon’da değerlendirilecek veya Belediyemiz tarafından ilçemizde açık gösterim ya da şehir hafızası/kent dekoru amaçlarıyla değerlendirilmesi / kent müzesi kapsamında envantere dahil edilecek.

 Son olarak; 

Ayrancı’nın apartman korkulukları gibi, bizim Kadıköyümüzün semtlerinde bu seramik eserler gibi, kent hafızasının önemli parçaları korunmalıdır. Depreme karşı dönüşüm şart ancak tasarım ve mimari nitelik müteahhitlerin maliyetten kısma kalemleri olmamalı. İnşa edilen yapılar kent hafızasına paydaş oluyorlar ve tasarımlarıyla da aslında kamusal eserlerdir. Yapıların öncelikleri, çekme mesafeleri kadar, cephe tasarımları, bahçe duvarları aslında o yapıların içinde yaşayandan daha çok o sokakları kullanan yurttaşların gördüğü yapılar. Bu estetik, kent yaşamının kalitesini de doğrudan etkiliyor doğal olarak. Günümüzde ne yazık ki nitelik niceliğin gerisinde bırakılarak yapı inşa ediliyor. Bunun önüne geçmek kentli bir sorumluluktur. Ben başta Kadıköy halkına hassasiyetleri için ve KUDEB ekibimize çok teşekkür ediyorum. Belediye meclisimize de kent hakkı konusundaki her gündeme yoğun yaşama faaliyeti ile hassasiyetle yaklaştıkları için çok teşekkürler.

Bu karar diğer kentlerimize emsal olsun ve kent hafızasına, yapısal niteliğimize katkı sunsun. İyi emsallerimizin paylaşılması dileğiyle

Gecekondudan kültür köyüne: Gamsheon

Kentsel dönüşümün, kent yoksullarının ve gecekonduların gündeminde insanların yaşadıkları yerlerden edildikleri günler yaşıyoruz. Bu sadece ülkemizde böyle değil gelişmekte olan pek çok yerde benzer şeyler görebiliriz. Aykırı bazı örnekler bize başka çözümlerinde olabileceğini gösteriyor. Bunlardan birisi Güney Kore’nin Busan şehrindeki Gamcheon köyü.

Güney Kore’nin Busan şehrindeki Gamcheon köyü

Kökenleri

Gamcheon, Kore Savaşı (1950-53) sırasında mültecilerin ülkenin ikinci büyük şehri Busan’a akın etmesiyle oluşan bir gecekondu kasabasıydı. Kore’nin çalkantılı savaş tarihinin izlerini bugün bile taşıyan köyde evlerin çoğu 30 m2’den küçük, dışarıda inşa edilen umumi tuvaletleri paylaşan haldeydi. Şehir planlaması, kanalizasyon sistemi ve yeterli su temini imkanları olmadığından, bölge sakinleri bugün bile kasabanın çevresinde görülebilen kamu kuyularına bağımlıdır.

1980’lerde 30.000’e kadar ulaşan nüfusun çevredeki daha gelişmiş köylere taşındığından azalmaya başlamış ve 2010 yılında 8.000’e kadar düşmüş. Genç kuşakların köyü terk etmesi ve köye taşınan sakinlerin sayısının azalmasıyla yaşlı nüfusun oranı %26’ya kadar yükselmiş. Boş evler sahipsiz kalmış ve bölge yavaş yavaş gettoya dönüşmeye başlamış. Sonuç olarak, bölgedeki nüfus giderek sosyal açıdan savunmasız, yoksul ve dışlanmış sınıflardan oluşmuştur. Köy sakinleri barınma, gelir, eğitim, güvenlik ve yaşam koşullarını bakımında Busan’daki 205 köy arasında en geri ikinci köy olmuş. 

2009 yılında köyü yeniden canlandırmak ve yaşam koşullarını iyileştirmek amacıyla köyün sakinleri ve sanatçılar BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden ilham alarak Busan şehriyle ortaklaşa bir proje geliştirdiler. Gamcheon Kültür Köyü Projesi adı verilen proje ile köyü varolan hali ile korumak, sürdürülebilir bir şehir yaratmak ve yaşayanlar için bir topluluk oluşturmak amaçlandı. Bu çerçevede, sağlıklı yaşam ortamı, sürdürülebilir tüketim ve üretim, insana yakışır işler ve ekonomik kalkınma ile  kaliteli eğitim gibi alt hedefler belirlendi. 

Neler yapıldı

Köyde yaşayanların ilk başta projeye kayıtsız kalmaları ya da şüphe duymaları doğaldı çünkü geçimlerini sürdürmek için harcayacak paraları yoktu. Bu nedenle başlangıç olarak, temel altyapı hizmetlerini iyileştirmek amacıyla çevresel iyileştirme politikaları yürütüldü; kamuya ait foseptik tankların kurulumu, kanalizasyon ve eski istinat duvarlarının iyileştirilmesi ve sokakların bakımı öncelendi. Halka açık bir hamam ve köy yönetim ofisi inşa edildi. Gamcheon, köy çevre düzenleme yarışması gibi çeşitli kültürel etkinliklere ev sahipliği yaparak kendisini bir turizm destinasyonuna dönüştürdü. Sokak festivali ve sergilerin yanı sıra enstalasyon sanatı, hediyelik eşya dükkanları ile yeni işler yaratıldı. Kafeler, restoranlar, interaktif aktiviteler, tur programları ve tur rehberliği hizmeti, sürdürülebilir tüketim ve üretim yoluyla yerel ekonominin yeniden canlanmasına yol açtı. 

Topluluk faaliyetlerini artırmak için bir köy okulu, kentsel dönüşüm akademisi ve kültürel programlar geliştirildi. Bölge sakinlerinin gönüllü katılımı ve yeteneklerinin artmasına yol açan eğitimler geliştirildi. Katılım başlı başına eğiticiydi fakat köy aynı zamanda bir öğrenme ortamı olarak da hizmet ediyordu. 

Projenin başarısı yönetim sistemine bağlı

Bu projenin başarısına yol açan şey köy sakinlerini, sanatçıları ve şehir yönetimini bir araya getiren yönetim sisteminde yatmaktadır. Yukarıdan aşağıya kurulan kamu uygulamalarının aksine köy topluluğu, Gamcheon Kültür Köyü’nde yaşayan ve proje tekliflerini yapıp yürüten 120 köy sakininden oluşmuş. 

Gamcheon Kültür Köyü Projesi’ne liderlik etmek için idari işlerden sorumlu 17 kişiden oluşan yaratıcı bir şehir ekibi kurulmuş. Yaklaşık 40 yerel sanatçı, etkinlik planlayıcısı ve akademisyen uzmanlıklarıyla katkıda bulunarak projeye destek vermişler. 

Yaşam koşulları iyileştikçe ve yeni işler yaratıldıkça bu durumdan en çok bölge sakinleri yararlanmış. Köyde düzenlenen kültür ve sanat projeleriyle yaklaşık 20 yerli sanatçı sanatsal çalışmalarına destek sağlamışlar. 

Proje sadece Gamcheon için değil, aynı zamanda Busan, Güney Kore hükümeti ve diğer kamu kurumları için de örnek bir kentsel dönüşüm modeli oluşturarak bölgesel büyümeye ivme kazandırmış. Her yıl 2 milyondan fazla ziyaretçi çeken turistik bir cazibe merkezi olan Gamcheon Kültür Köyü, turizm endüstrisini de etkilemiş. 

Projenin ilk başladığı 2009 yılından 2017 yılına kadar projeye toplam 9.400.000 ABD Doları yani yıllık ortalama 975.000 ABD Doları bütçe aktarılmış. Bütçeler, merkezi hükümetin desteği, yerel yönetim ve topluluk fonu yoluyla sağlanmış. Dört ünlü mimar ve on yedi yerel sanatçı, köyün sanatsal manzarasını bir sonraki seviyeye taşımak için becerileriyle katkıda bulunmuşlar. 

Sonuçlar ve etkiler

Proje, çürüyen köyü kaliteli yaşam koşullarına sahip canlı bir topluluğa dönüştürdü. Proje aracılığıyla elde edilen sonuçlar, yalnızca ülkenin turizm endüstrisini güçlendirmekle kalmadı, aynı zamanda Busan ve çevresinde dengeli bir bölgesel büyüme girişimini de teşvik etti. 

UNESCO başta olmak üzere pek çok kurumdan ödül alan ve dünyanın belli başlı basın kuruluşlarının da ilgisini çeken Gamcheon Kültür Köyü, Busan ve çevresinin en ünlü kültürel markalardan biri oldu ve kentsel dönüşüm girişimleri için yeni bir standart haline geldi. Yurt içi ve yurt dışından heyetler, şehrin yeniden geliştirme projesinin başarısını değerlendirmek üzere köyü ziyaret etmeye devam ediyor.