Ev arkadaşını evcil hayvanlardan seçenler

2004 yılında TBMM’de kabul edilen ve Avrupa Birliği Uyum Yasaları nazara alınarak hazırlanan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, tanımlar başlıklı 3. maddesinde ev hayvanlarının tanımı yapılmıştır. Buna göre ev hayvanı “Gerçek veya tüzel kişiler tarafından özellikle evde, işyerlerinde ya da arazisinde özel ilgi ve refakat amacıyla muhafaza edilen, bakımı ve sorumluluğu sahiplerince üstlenilen her türlü hayvanı” ifade etmektedir. Yine aynı kanunun “Hayvanların Sahiplenilmesi ve Bakımı” başlıklı 5. maddesine göre hayvan sahiplerinin yükümlülükleri; “Bir hayvanı sahiplenen veya ona bakan kişi, hayvanı barındırmak, hayvanın türüne ve üreme yöntemine uygun olarak etolojik ihtiyaçlarını temin etmek, sağlığına dikkat etmek, insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdür. Hayvan sahipleri, sahibi oldukları hayvanlardan kaynaklanan çevre kirliliğini ve insanlara verilebilecek zarar ve rahatsızlıkları önleyici tedbirleri almakla yükümlü olup zamanında ve yeterli seviyede tedbir alınmamasından kaynaklanan zararları tazmin etmek zorundadır” şeklinde açıklanmaktadır. Bu doğrultuda mevzuatta belirlenen yükümlülükler yerine getirilirse hayvan sahiplerinin evcil kabul edilen hayvanları evlerinde besleme hakları vardır. Peki bu hakka engel teşkil edebilecek dikkat edilmesi gereken hukuki durumlar nelerdir? 

Apartman veya sitenin yönetim planını gözden kaçırmayın!

Öncelikle her apartmanın veya sitenin bir yönetim planı olmak zorundadır. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 28. Maddesi “Yönetim planı, bütün kat maliklerini bağlayan bir sözleşme hükmündedir” şeklindedir. Söz konusu bu yönetim planında kat maliklerinin bağımsız bölümlerinde, eklenti ve ortak yerlerde hayvan beslemesinin yasak haline getirilmesi mümkündür. Bu durumda kat maliklerinin kendi bağımsız bölümlerinde besledikleri hayvanlar çevresine herhangi bir rahatsızlık vermese dahi, kat malikleri bu plan doğrultusunda hareket etmek zorunda kalmaktadır. Böyle bir halde kat malikleri kurulunun apartman içerisinde hayvan beslenmesine izin verildiğine dair belge ibrazı bulunmadıkça hayvan beslenemeyecektir. Alınmış bu yasak kararı ise ancak kat maliklerinin oy çokluğu ile ve yönetim planında değişiklik yapılması suretiyle ortadan kaldırılabilmektedir. Aksi halde kat mülkiyeti sahibi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle hayvanınızın apartmandan tahliyesini isteyebilecektir. Daha sonraki süreçte, bu tahliye kararı kesinleşirse icra yolu ile hayvanın apartmandan tahliyesi sağlanacaktır. 

Eğer bahsi geçen yönetim planında apartman içerisinde hayvan beslenmesine yönelik herhangi bir yasak bulunmamakta ise maliklerin apartmanda hayvan beslemesine ilişkin herhangi bir engel yoktur. Ancak yönetim planında buna ilişkin yasak olmasa dahi, diğer malikler tarafından gelen şikayet halinde husumet mahkeme aracılığı ile ve tayin edilen bilirkişi tarafından yapılan inceleme göz önüne alınarak çözümlenir. Bu duruma ilişkin şikayetin gürültü sebebiyle olması halinde ise bilirkişi şikayet sahibinin dairesine gelerek desibel ölçümü yapar. Söz konusu şikayetin geçerli kabul edilebilmesi için gürültünün belirli bir desibelin üzerinde ve devamlılık arz eder nitelikte olması aranmaktadır. 

Bu noktada önemle belirtmek gerekir ki apartman ve site yönetmeliğinde hayvan beslenmesine ilişkin herhangi bir yasak yoksa ve evinizde beslemek amacıyla hayvan sahiplendiyseniz, daha sonra kat maliklerinin şikayeti doğrultusunda veya başka bir sebepten ötürü apartman yönetimi buna ilişkin bir yasak kararı aldıysa söz konusu bu kararın sizin açınızdan bağlayıcı bir yanı bulunmamaktadır. Bu yasak, yasak tarihi itibariyle apartmana yerleşen sakinleri bağlar niteliktedir. 

Sonuç olarak, minik dostlarımızı sahiplenmek ve evimizde bakımını sağlamak kararı almadan önce mutlaka apartmanınıza yahut sitenize ait yönetim planına dikkat etmenizi tavsiye ederiz. 

Ayrancı köyün kavalcısı: Ekim Yavuz

Yaşadığınız yer; doğasıyla, sokağıyla, canlılarıyla, yaşamın keyfiyle güzeldir. Hele bir de insanı/insanları dayanışmacı, iyilik düşkünü, yardımı-sever, kolektif ve kendini büyük görmüyor ise, işte o mahallede yaşamak insana keyif verir. Ayrancı’da da böyle insanlarımız var ve çok şanslıyız. Bunlardan biri de Ekim Yavuz, size biraz O’ndan ve yaptıklarından söz etmek istiyoruz.

Neden mi bu haberi yapıyoruz; önemsiyoruz ve paylaşarak çoğalmasını diliyoruz. Dayanışmanın, komşuluğun, kolektif/birarada mahallede üretmenin, başkası için, başka bir canlı için emek vermenin ve çaba sergilemenin önemine parmak basmak istiyoruz. Becerebildiğimizce de gazetemizin sayfalarına her ihtiyaca koşturanları taşımak istiyoruz, Ekim Yavuz ilki.

Gittiği parktan, doğa gezisinden, uzak besleme bölgelerinden ağaç tohumlarını toplayıp, onları az güneşli bahçesinde fideye dönüştürebilen, fideleri mahalleli ile paylaşmak için haber salan, yetmezse parkın kesilen emektar ağacının kütük ve dallarını yeniden bir ağaca dönüştürebilen, doğaya ait bir insan kendisi.

Parkların hem kavalcısı hem de koruyucularından. Kim onun/onların parkına betonarme ve yanlış yere koccaaa bir tuvalet yapabilir? Muhtara koşar, dilekçe yazar, ulaşabildiği herkese imzalatır… Ödü kopar parkındaki kuşların sesleri kesilecek diye.

Köpekler onun uzmanlığı. Kendisinden ağır(!) köpeğin üstüne biner, 15 kişiyi toplar yakalamak için ki yarasını iyileştirebilsin, felçlisine kefir içirir, ötekine vitamin yutturur, kendi kuş kadardır ama. Sanırsınız pamuk prensesin masaldan fırlamış hali gibidir, güvercinler ve birçok hayvan yürür peşinden. Biri ‘kedi’ desin ‘kaputta kalmış’, arabayı kaldırır yerinden ki, o kedi kurtulsun.

Sadece ağzı dili olmayan parklar ya da ne söylediğini anlamadığımız hayvanlarla sınırlı değil tabii ki yaşamı. Bir gezide tanıştığı, imkansızlıklar içinde dağ köyünde yaşayan ortaokul öğrencisi için de koşar, mahalleliye haber uçurur ve destek organize eder, O’nu üniversiteye yerleştirir, ev bulması için uğraşır veya yurt kaydı için çalmadık kapı bırakmaz.

Kimsesiz bir kadın mı var çocuklarıyla yalnız; araba ayarlanır, evin eşyaları dayanışmacı bir organizasyonla toparlanır, erzak alınır ve bu destek bir düzene bağlanır.

Kocasından şiddet mi görmüş? Gider kaçırır ve bir sığınma mekanı bulur, yerleştirir. ‘Ya sağlık çalışanları covid19’a yakalanırsa’ diye gözüne uyku girmez, toplar insanları ve haftalarca eli-beli ağrısa da siperlikler yaparlar. Siperliklerin yanına romantik notlar yazılır ulaştığında sağlıkçılar okusun diye. Gelen her teşekküre de gözleri dolar, titreyen her sese ağlar.

Ha bunları yalnız yapmaz tabii ki, seslenir mahalleliye hep.

Kendi için mi? Hiçbir şey istemez, isteyemez. Yeter ki kendinden başka tüm insanlar/canlılar iyi olsun.