Ayrancı’nın kadınlarına mor bir çağrı
Kadın Savunma Ağı olarak 5 sene önce kurulduk. Bulunduğumuz kentlerde kadınların birbirlerini güçlendirecekleri, örgütlenebilecekleri, haklarını öğrenmek ve aramak için mücadele edebilecekleri özerk alanlar oluşturmak amacıyla yola çıktık. Türkiye’nin dört bir yanında olan ağımız Ankara’da faaliyetlerini tüm hızı ile sürdürüyor.

Kadın Savunma Ağı’nın dernek şubesi olarak “Mor Mekan’’ Ankara’da 2019 yılında kuruldu. Kızılırmak Caddesi No:5/2 adresinde kadınların nefes durağı olan mekanımız açık. Peki bizler kadın savunma ağında neler yapıyoruz:
-Kadınlar için “feminist öz savunma’’ eğitimleri yapıyoruz. Bu eğitimlerde fiziksel savunmanın ötesinde öz savunmanın aslında hayatımızdaki şiddetin kaynağını bulup buna karşı verilen her türlü mücadele olduğunu bilince çıkarıyoruz.
-Şiddete uğrayan kadınlara hukuki ve psikolojik yönlendirme yapıyoruz. Yerel yönetimler, avukat örgütlenmeleri ve çeşitli STK’lar ile iş birliği yaparak şiddete uğrayan kadınlarla dayanışma ilişkisi kuruyoruz.
-Çeşitli panel ve şöyleşilerle feminist politikaya dair tartışmalar gerçekleştiriyoruz. Akademisyen, yazar, gazeteci, feminist pratiklerde yol alan pek çok ismi konuk ediyoruz.
-Şiir gecelerinde ünlü kadın şairlerin şiirlerini okuyor, tartışıyor ve hayatlarına dair sohbet ediyoruz.
– Masal Atölyelerinde Clarissa Pinkola Estés’in Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabından masalları okuyarak farkındalıklarımızı arttırıyor, deneyimlerimizi paylaşıyoruz.
– Feminist gece yürüyüşlerini, kadın cinayetlerine karşı protestoları, adliyede kadınların adalet arayışını destekliyor, aktif olarak eylemlerin düzenlenmesine dahil oluyoruz.
-İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı yasa, kadın sağlığı, gibi konularda mahallelerde kadınlara bilgilendirme etkinlikleri düzenliyoruz.
-Depremden etkilenen kadınlarla dayanışma için Hatay Defne’de bulunan kadın çadırımıza malzeme tedarik ediyoruz. Gönüllüleri deprem bölgesine yönlendiriyoruz.
-El emeği ürünler ürettiğimiz atölyeler gerçekleştiriyor zaman zaman bu ürünlerin olduğu kermesler düzenliyoruz.
Kadın savunma ağı adıyla müsemma bir ağ olarak örgütlenmektedir. Her yerden kadınlar bu ağın bir parçası olabilir. Özellikle mahallerde kadınların kurmuş olduğu birliktelikler ağın en önemli ayaklarından birini oluşturuyor. Ayrancı semti ise ağın pek çok üyesinin yaşadığı bir semt. Yaşanan şiddet durumlarında ise bu ağın parçası olan kadınlarla şiddet faillerinden hesap sormak kadın dayanışmasını örgütlemek için bir araya hızlıca gelebiliyoruz.
Ayrancı’da öldürülen Pelin için de benzer şekilde harekete geçtik. Dayanışma ilişkisi kurduğumuz tüm kadınlarla ve kurumlarla birlikte hareket ederek mahallerde yaşanan şiddete karşı kadınların yalnız ve çaresiz olmadığını birlikte dile getirdik. Şimdi ise yaşanan bu politik saflaşmada İstanbul Sözleşmesini geri almanın, ülkeyi yeniden inşa etmenin ve gerici tüm ittifaklara karşı mücadele etmenin olanaklarını geliştirmeye devam ediyoruz. Bedenlerimizin, emeğimizin, yaşamlarımızın böylesine tahakküm altına alındığı ve pazarlık konusu haline getirdiği bir düzende yaşamaya tahammülümüz yok!
Ne istediğimizi çok iyi biliyoruz
İstanbul Sözleşmesi
6284
Erkek şiddetine karşı cezasızlığın son bulması
Çocuklara yönelik her türlü istismar ve suçun son bulması
Başta gösteri ve örgütlenme hakkımız olmak üzere tüm demokratik-politik haklarımız; diktatörlüğün baskı politikaları yüzünden cezaevlerinde bulunan tüm tutsakların serbest bırakılması
Güvenceli ve insanca-eşit koşullarda istihdam, kocadan ve babadan bağımsız sosyal güvence, bakım emeğinin tanınması ve bakım yükünün toplumsallaştırılması, sağlık ve eğitim haklarımız başta olmak üzere tüm temel toplumsal- haklarımızın güvence altına alınması
Doğa yağmasının son bulması, finansallaştırılmış ve her türlü doğal afet karşısında güvencesiz hale gelen ve toplumsal eşitsizlikleri derinleştiren kent-konut modelleri yerine afetlere karşı güvenli, erkek şiddetine karşı korunaklı sosyal konut-kent modelleri

Depremden etkilenen milyonlarca insanın piyasa koşullarında sefalete terk edilmemesi; yeniden borçlandıkları bir hayatta kalma mücadelesine mahkûm edilmemesi; depremde yaşanan yıkımın ve toplumsal kıyımın tüm sorumlularının yargılanması ve depremden etkilenen herkesin kaybının karşılanması için yağmalanan servetlerin kamulaştırılması, sermayenin vergilendirilmesi; devletin deprem bölgesinde, gönüllülerin, kadınların sırtına yıktığı tüm toplumsal sorumluluklarını yeniden üstlenmesi. Deprem bölgelerinin halkın söz ve karar sahibi olduğu bir süreçle yeniden inşasına kadar bölgede kalanlara acil ve ücretsiz konteynır, hijyen ürünleri, erişilebilir sağlıklı su ve gıda, tuvalet, duş, yaşlı ve çocuk bakımevleri, yemekhaneler, çamaşırhaneler, sağlık ve eğitim hizmetleri sağlanması, erkek şiddetine karşı önleme, müdahale ve koruma mekanizmalarının acilen kurulması; enkaz çalışmalarının oluşturduğu tehlikelerin ortadan kaldırılması, finans sermayesinin depremden etkilenen kentlerin yeniden inşasından nemalanmasına acilen son verilmesi.
Sermaye değil yaşam merkezli bir toplumu kurmanın ön koşulu kadınların haklarına ve hayatlarına sahip çıkmasından geçmektedir. Sizler de ağın bir parçası olun, birlikte bu ağı mahallelerimizde büyütelim!